7 Haziran 2017 Çarşamba

Feminist Doğulmaz; Feminist Yapılır...

Samimi olarak söylüyorum, bir kadının iki seçeneği vardır: ya bir feministtir; ya da bir mazoşist!;
Gloria Steinen  Feminizm Ve Mazoşizmin Zıtlığı
Feminist doğulmaz, feminist yapılır insanlar; tacizciler tarafından; tecavüzcüler tarafından; uçkurları için insanların duygularını manipüle etmeye çalışan sapıklar tarafından yapılır feministler...
Kadını hor gören, aşağılayan; kadının tek var oluş nedeninin, erkeğin soyunun devamını sağlayan ve ev işlerinde çalıştırılmak üzere kullanılacak bir robot olması gerektiğini düşünen ilkel mağara adamı zihniyetleri tarafından yapılır feministler.
Yoksa kimse durup dururken nefret etmez erkil yapıdan.
Zaten hep bu erkil yapıların ürünüdür sapıklar. Kadına görev olarak atadıkları şeylerin haricindekileri haram gören; ama bir yandan da kendileri her türlü aşağılık hareketi yapıp; erkek olmalarının arkalarına sığınarak; "Erkekler yapar." diyen zihniyetler yüzünden üretilir adeta feministler.
Sonra erkeklerden, erkek bedeninden iğrendiğini söyleyen bir sürü kadın ortaya çıkar...
Ve aynı erkil yapı, kadını feminist duruşu nedeniyle de suçlamaya kalkar. Alay eder adeta onun aydırılmış haliyle, haklarını arayan/savunan kararlı duruşuyla...
Alay ederler ve kadını bu yüzden de suçlarlar...
Ama hiç düşünmezler aynı konumda kendileri olsaydı; neler hissedebileceklerini düşünmezler hiç...

Bir gün, erkeklerin kadınlar tarafından hadım edildiği; dışlandığı bir devir gelirse; suçu sadece kendilerinde arasınlar o sapık ve ilkel zihniyetler... Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytan değil miydi oysa? Bütün o haksızlıklar karşısında, susmalarında arasınlar suçu... Kendilerine layık görmedikleri şeyleri, kadınlara mal etmelerinde arasınlar bütün günahı...
Feminist doğulmaz... feminist yapılır kadınlar; hatta zorla feministleştirilirler...
Feminist olmak suç değil, bütün suç; onları feminist yapanlarda...

Bir erkek feminizmi neden savunur? Adaletli bir yaşamı benimsediği için tabi ki!
Bir erkek neden feminizm ister?

Güvenli bir yaşam için, adalet; dolayısıyla da kadın haklarının savunulması gerekli!
Feminizme Duyulan İhtiyacın Nedeni


Bir Pedofilinin İfşası: "Toka Beyar Ceran"

Pedofil Sapık Toka Beyar Ceran
Çocuk Tacizcisi, Pedofil Sapık
Toka Beyar Ceran çocuk tacizcisi pedofil bir sapıktır. Nereden mi biliyorum?
Yer: Erzincan'ın Çayırlı İlçesi.
Yıl: 1986-87
Anne ve babamın memuriyeti dolayısıyla, o sıralarda Çayırlı'dayız.

Henüz 4 - 5 yaşlarındayım...

Bu yaratığın anne ve babasıyla, annem ve babam arkadaş; dolayısıyla, ailece onlara gidip geliyoruz.
O sıralarda, o da 18 yaşında... Annemin onlara erkek kardeşimle beni de alıp götürdüğü günlerde, bu yaratık "Hadi çocuklarınızı ormana gezdirmeye götüreyim." diyerek annemden izin isteyip; sonra götürdüğü ıssız tepelerde erkek kardeşimle beni (en çok beni olmak üzere) cinsel organlarımıza dokunarak taciz ederdi. Ne yaptığını; ya da ne yapmaya çalıştığını anlamazdım; çünkü sadece 4 - 5 yaşlarındaydım! Yaptığı şey, beni korkutmasına ve bana kötü hissettirmesine rağmen, kimseye bundan bahsedemezdim. Çünkü utanması gereken o sapık olduğu halde; o çocuk kalbimle utanan ben olurdum.

Orada kaldığımız süreç boyunca; hep nedenini bilmediğim korkunç rüyalar görürdüm. Hep, bana zarar vermesinden korktuğum bir sapıktan kaçardım rüyalarımda. Şimdi anlıyorum neden o tür kabuslar gördüğümü. Beni, kimsenin görmediği bir alanda yakalamaması büyük bir şans. Çünkü, eğer birilerinin haberi olmadığı bir yerde o yaratıkla karşılaşmış olsaydım; şu an hayatta bile olamayabilirdim. Sonra o yaratık askere gitti. Döndüğünde yine annemin ve annesinin arkadaş olmasından istifade ederek, kapının zilini çaldı. Malesef kapıyı ben açtım, sonra onun o çocuk aklımla anlayamadığım; ama yine de beni korkutan cümlelerine maruz kaldım. "Bana yine verecek misin?" diyerek parmağıyla bel altımı işaret ediyordu. Korkmuştum, tam o sırada evin sahibi kadınlar geldi kapı önüne ve ben içeriye kaçtım. Şans eseri o sene babamın tayini Nevşehir'e çıktı ve oradan kurtulduk. Ama benim korkularım devam etti çocukluğum boyunca. Okul servisine binmekten; okul servisinde tek kalmaktan korkardım hep; bu yüzden midemin bulandığı bahanesini uydurur, okula gitmek istemezdim...

Ergenlik yıllarım boyunca da, küçük memeli kızlara özenir; göğüslerimi düzleştirmeye çalışır; cinselliğimi belli edecek her şeyden utanır; sırf göğüslerim belli olmasın diye yazın bile kat kat giysiler giyer; saçlarımı erkek gibi kısacık kestirip, erkek gibi davranırdım. Hepsi, cinsiyetim nedeniyle tacize neden olabilecek şeylerden kendimi korumak içindi! 21 yaşıma kadar bir sevgilim bile olmamıştı.

Gerçi daha sonra yaşadığım başka travmaları düşünürsek, keşke hayatımın hiç bir döneminde sevgilim olmasaymış demekten alamıyorum kendimi...

Yıllar sonra, pedofili vakalarının bir taneyle kalmadığını; pedofili olan sapıkların, tacizlerine fırsatlarını buldukları ilk anda devam edeceklerini öğrendim okuduğum psikoloji kitaplarından. Sırf bu yüzden, onu ihbar etmek istedim.
Bir sürü çocuk tacizi vakalarının haberlere konu olduğu günlerde, başka çocuklar da bu sapık tarafından taciz edilmesinler diye, polisi arayıp; şikayette bulundum. Ama, aradan uzun yıllar geçtiği için, geriye dönük bir davanın açılamayacağını söyledi polis.....

Google'dan yaşadığı yerin adresini buldum, uydudan görüntülerine baktım. Oturduğu yerin yakınlarında bir ilk öğretim okulu vardı. Ankara'da hâlâ o bölgede oturan bu sapıktan, diğer çocukları KİM KORUYACAK acaba, çok merak ediyorum.....

İnançlara Gölge Düşürmeye Çalışanlar


Bazen insanların inançlarından başka tutunacak dalları; umutları olmaz. İnançlarıdır onları düştükleri derin çukurlardan çıkaran... İnsanların inançlarına, bu tip örneklerle şüphe düşürmeye çalışmak da neyin nesi? Bırakın, o insan, o dinle mutluysa; Yaratıcı'nın kendisini sevdiğine inanıyor ve bu inançla mutlu oluyorsa İNANSIN; size ne?! Kimseye bir zararı olmadığı halde, niye gölge düşürmeye çalışırlar insanların inançlarına? Yazık değil mi? Hiç mi insan sevgileri yok; hiç mi acıma duymuyorlardı kimseye? Her şey söylenmez... bazen doğru bildiklerini, doğruluğundan emin olsan bile, dile getirmezsin... Ve bunu neden yaparsın, biliyor musun? Çünkü herkes, her gerçeği kaldıramaz. Bu nedenle, o bazılarının düşüncelerini dile getirme biçimlerini doğru bulmuyorum. Bilinçlerinin daha yükseldiği, insan ve doğa dostu bir boyuta erişmeleri ümidiyle...

6 Haziran 2017 Salı

Bir Hayaletin İntikam Arzusu

Göz kapaklarım hüznün ağırlığı altında kapanıyor, kirpiklerim yağmuru tutamıyordu… Derindi acı… sadece kalbimle hissetmiyordum, soluklarım kesiliyor; ruhum çırpınıyordu bir kuşun kanatlarını telaşla çırptığı gibi… O boğazda düğümlenen kelimeler, hıçkırık olarak çıkıyordu dudaklarımın arasından… Yeryüzünde daha büyük bir acı olabilir miydi? Yeryüzünde, bütün evrende, bir annenin; evladını kaybetmesinden daha büyük bir acı olabilir miydi? Hiçbir acı, bu kadar derin; bu kadar tahripkâr olamazdı. Ruhum dönüşüyordu adeta… başka bir şeye doğru evriliyordu… bambaşka bir şey… sevgi tohumları, olumlamalar, hoş görüyle bakılanlar, sabır, anlayış ve af… uçup gidiyordu, kayıyordu parmaklarımın arasından. Tutamıyordum… Ve dönüşüyordum bambaşka bir şeye… içimde kaybolan iyilik, yerini intikam isteyen bir hayalete bırakıyordu… intikam isteyen bir ruh… maddi benliğim de, kaybettiğim iyilikle birlikte uçup gidiyordu… Artık tek hissedebildiğim intikam arzusuydu; beni evladımdan, bebeğimden koparanlara duyduğum kin ve intikam arzusu… Bir hayalet ne yapabilirdi ki; maddelerin dünyasında? Bir hayalet… intikam arzusuyla dolu bir hayalet… çünkü evladımı kaybettiğim gün, ben de ölmüştüm...
Annesinin her şeyi, tavşan sevgisi demek; evlat sevgisi demek.....
Afacan.....