22 Eylül 2017 Cuma

WORDPRESS.COM YAZILARINIZI GOOGLE ARAMALARINDA İLK SIRADA GÖSTERİYOR!

wordpress.com'u tercih edin!
Tabii ki...
Bu, ağzımı yaya yaya, bir yandan gözleme yeyip; diğer yandan da, malca "diğer yandan"dan sonra hangi tamlamayı kullansam da bu yazı daha moron gözükse diye uğraşırken yazdığım bir yazı.

Ama kuvvetli bir tespiti de içerisinde barındırıyor. Google'da bir şeyler araştırırken; konunun özü yerine, bir kaç cümlelik net cevaplar yerine; uzun uzadıya laf kalabalıklığının yapıldığı ve aranılan asıl cevabın, yazının sonlarında ancak bulunabildiği türden sinir bozucu bir yazı yazmak niyetinde değilim; o nedenle, direkt kısa ve öz haliyle, bizzat tecrübe ettiğim bir şeyi paylaşacağım hemen aşağıda.
İşte o tecrübasyon harikası moronca tespitim:

YIL: 2014
AÇILAN BLOG: https://vegancadi.wordpress.com

GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ KULLANILAN ALT YAPI:
"WORDPRESS.COM"

GİRİLEN YAZI SAYISI: 5! SADECE 5!

Ama gel gör ki; blogda yazılan yazı hakkında bir kaç kelime ile GOOGLE araması yapınca, WORDPRESS.COM'daki bütün yazılarım arama sayfasının İLK SIRALARINDA ÇIKIYOR.

Yazılarımın reklamını hiç yapmamış olmama rağmen, WORDPRESS.COM'daki sadece o 5 yazı ile görüntülenme sayım: 3451!

Bir de sıçık blogger'a bakalım:

Üyelik Tarihi: 2016
Açılan Blog: https://happybirthdaygenius.blogspot.com.tr/
Girilen Yazı Sayısı: 59
Bir yazımı GOOGLE üzerinden aratınca, SON SAYFALARDA görünüyor. (Hatta çoğu zaman görünmüyor bile!)

Yazılarımın reklamını orada burada paylaşarak yapmama rağmen, toplam görüntülenme sayım: sadece 2746!

Üstelik, WORDPRESS.COM'dan düzenli olarak; gerçek ve ayrıntılı istatistik verileri geliyor e-posta kutuma. Hangi kelimelerle arama yapıldığı falan, ayrıntılarıyla veriliyor.

Blogger'da ise, arama anahtar kelimelerinde g.t gibi: "Henüz istatistik yok, daha sonra tekrar kontrol edin." yazıyor. Bir kere de adam gibi istatistik verdiğini görmedim o... nokta nokta sıçığının!

Gerizekalı blogger! Yazılarımı arama sonuçlarında ilk sıralarda göstermedikten sonra; bana ne ulan senin adsense özelliğinden! Para kazanabilirmişiz de, bla, bla, blaa...

MAL!

Youtube bile senden daha iyi rekram yapıyor! Youtube'da paylaşılan bir içeriğin bile arama sonuçlarında ilk sıralarda görüntülenme olasılığı senden DAHA FAZLA sahtekar blogger!

Sonuç olarak; blogger hakkında yapılan bütün o övmece yazılar; içi hava ile şişirilmiş balonlardan ibaret... fıs yani... örneğin, bu yazıyı buraya yazıyorum; ama herhangi bir yerde paylaşmazsam; arama sonuçlarına göre gösterilme oranı sıfıra yakın olduğu için; tıklanma olasılığı da sıfıra yakın olacaktır.

Hatta bu konuda bir komplo teorisi bile üretebilirim: Blogger adlı sıçık site, iyi ve kaliteli içerik üretenlerin arama motorlarında kaybedilmeleri sağlanılarak; kimsenin bazı önemli bilgilere ulaşamaması için düzenlenmiş, sitedeki önemli blog yazarlarının önemli bilgi içeriklerine sadece istihbarat ajanlarının eriştiği; o ajanlar tarafından düzenli olarak ziyaret edilip; yazıların, başka insanlara ulaş"ma"dığından emin olunmak için oluşturulmuş KURGUDAN İBARET BİR SİTE!

Hatta kimse durumu çakmasın diye de; boş içerik üretenlerin bolca reklamlarının yapıldığı; ne kadar iyi para kazandıklarına dair söylemlerin havada uçuştuğu bir strateji izlenmekte!

Çıkıp diyecekler: " ...veveveveveveeee yeyeyeyeyyeeee... ama biz çok emek harcadık; blogger gerçekten iyii, blogger harika, blogger muhteşem..."

Sakın inanmayın! Sakın kanmayın!

Sitedeki bütün yazılarımı, WORDPRESS'e taşıyacağım.

Varsın para falan kazanmayayım adsense saçmalığının wordpress.com'da olmayışı yüzünden; EN AZINDAN ORADA YAZILARIM OKUNACAK VE BELLİ BİR GERİ BİLDİRİM ALACAĞIM OKURLARDAN!

Sıçık bloggerda kendi kendine konuşmaktan daha iyidir...


Hadii size iyi günler... :D

HAYVANLAR, İNSANLARDAN DAHA ZEKİLER!


Bu aile bir ayıyı evlat edinmiş ve görünüşe göre; gayet mutluca yaşıyorlar... :) Hayvanlarla ilgili öğrendiğim en önemli şey, onlardaki saf vefa duygusu ve koşulsuz sevgileri... İhanet etmezler, sizi saçınızın rengiyle, derinizin tonuyla, cinsiyetinizle sınıflandırıp; yargılamazlar. Çıkarsızca severler. Bir insana iyilik ettiğinizde, iyiliği yaptığınız o insan ya da buna şahit olanlar, arkanızdan "Ne kadar saf... salak bu yaa.." diye düşünebilirler. Ama, hayvanlar öyle değildir. Bazıları, onların konuşamadığını öne sürerek; hayvanların insanlar kadar zeki olmadığı şeklinde bir argüman üretmekte; oysa onların yanıldıkları ve haklı oldukları bir şeyler var. Hayır, hayvanlar konuşabiliyorlar aslında, seslerindeki tonları değiştirerek, bunu kelimeler ve duygu ifadeleri olarak kullanırken büyük çoğunluğu; bazıları da ses ötesi iletişim dediğimiz telepatiyi kullanıyorlar birbirleriyle anlaşmak için. Feromonlar var sonra... Kendine has farklı türlerde kokuları olan, o anki duygu durumunu belli eden bir çeşit kimyasal madde... İşte hayvanlar, feromon denilen bu kimyasal maddeyi algılayarak; kokular üzerinden iletişim de kurabiliyorlar. Mesela, siz bir insanın o anki ter kokusundan, size gerçekte hangi duyguları beslediğini anlayamazken; hayvanlar bunu kolaylıkla ayırt edip, algılayabiliyorlar. Mesela kızıl ötesi ışınları görebilen kuşlar var ve onlar, yine aura denilen sizin dışarıya yaydığınız enerji alanının her duygu için farklı renklerini algılayıp; sizin iyi mi kötü mü ruh haline sahip olduğunuza karar verebiliyorlar. Demem o ki; hayvanların konuşamadıkları şeklinde üretilen argüman koca bir yalandan ibaret. Konuşabiliyorlar, hem kendi dillerini konuşup algılıyorlar; hem de sizin dillerinizi, kelimelerinizi algılayabiliyorlar. Peki ya bir insan? Hayvanlar insanların dillerini algılayabilirlerken; insan algılayabiliyor mu hayvanların dillerini; kelimelerini? Hal böyleyken, hayvana aptal; insana zeki yakıştırmalarının yapılması, gerçekten çok ironik. Yani, buna kargalar bile gülerler... Evet, hayvanlar insanlar kadar zeki değiller; çünkü hayvanlar, insanlardan DAHA ZEKİLER...

Not: Betonarme yapılar üreterek, ormanları yok edip; doğaya zarar verip; bir de küresel ısınma nedeni olabilecek kimyasallar oluşturup; hele de atom bombası fırlatarak doğayı tahrip eden eylemleri savunan/yapma riski taşıyan bir tür; zeki değil; olsa olsa, geri zekalının önde gidenidir.

12 Eylül 2017 Salı

5 Yaşında Gördüğüm Siyah Kanatlı Melek




Öncelikle, bu videonun gerçek mi; montaj mı olduğunu bilmiyorum... Görüntülerde siyah kanatlarını uçar gibi hareket ettirdiği gözlemlenen varlık; meleğe benzetilmiş bir çok kişi tarafından...

Garip olan şey şu: İnsanlar, genelde melekleri beyaz kanatları olan varlıklar olarak tasvir ve hayal ederler... ama bundan çok uzunca seneler önce, henüz beş yaşımdayken gördüğüm varlığın da siyah kanatları vardı...

Bir yaz zamanıydı...
Tatil dönemi, annem ve erkek kardeşimle Erzurum'daki büyükannemi ziyarete gelmiştik.
Büyük annem, dinine çok bağlı; sürekli kuran okuyan, namaz kılan bir insandı.
Gündüzleri çubuk kraker almak için yakınlardaki küçük bakkala gitmemi saymazsak; büyükannemin dört katlı evinin gül ağaçları ve çiçeklerle dolu bahçesinden çıkmaz, orada diğer kuzenlerimle birlikte oynayacak ve keşfedecek çok şey bulurduk...
Güzel akşamlardan birinde, yatma zamanı geldiğinde; içimi bir korku kaplamıştı. Karanlıktan ve karanlıkta uyumaktan korktuğumu söylemiştim büyükanneme. "Büyükanne, bu gece ışıkları kapatmayalım; ışıklar açık kalsın; korkuyorum..." demiştim.
Büyükannem de, "Bir Fatiha Suresi, üç İhlas Suresi oku; hiçbir korkun kalmaz; korunursun..." demişti...
"Ama ben bilmiyorum ki o dediğin sureleri büyükanne!" diye itiraz etmiştim.
Büyükannem de, "Ben söyleyeyim, siz erkek kardeşinle tekrar edin o zaman." demişti.
Sonra, benden bir yaş küçük olan erkek kardeşimle birlikte, koro halinde, büyükannemin söylediği Fatiha ve İhlas Surelerini tekrar ettik dilimiz döndüğünce.
Sureleri okuduğumuza göre, artık korkmamıza gerek yoktu...
Erkek kardeşim yatağın bir ucunda, ben de diğer ucunda; büyükannemizin odasında başımızı yastığa koymamızdan kısa bir süre sonra uyuyakaldık...

Sabah ezanının sesiyle gözlerimi açtım. Erkek kardeşim hala uyuyordu; büyükannem yatağında değildi; belli ki; sabah namazı için kalkmıştı... Koridordan yansıyan ampulün cılız ışığı, odaya loş bir aydınlık katıyordu. Koridorun hemen ilerisindeki lavabonun oradan büyükannemin abdest almakla ilgili anneme söylediği şeyleri duyabiliyordum...

Gözlerim açıktı...
Sırt üstü yatıyordum...
Sonra gözlerimi loş odanın eşyalarında gezdirmeyi bırakıp; tavana doğru baktım...

Siyah kanatlar....
Ayakları ve gövdesi tavanın hemen altında, sanki göremediğim şeffaf bir yatak varmış gibi tavanla paralel uzanmakta...
Sırtı tavana; yüzü bana dönük...
Havada, tam yatağımın üzerinde duruyor...
Gözleri bana bakmakta...
Neden bilmiyorum; ama bir erkek yüzü...
Büyük...
Yirmi ya da otuz yaşlarında bir erkek yüzü...
Havada asılı gibi durmasına mı şaşırayım; kanatlarının olmasına mı; yoksa, sanki hiç bir şey olmamış gibi, gözlerimin içine derin derin ve sessizce... ve gözlerini kırpmadan bakmasına mı şaşırayım?
Henüz 5 yıllık olan dünyadaki varlığım; gördüğüm şeyin ne olduğunu tam anlamıyla çözememişti; lâkin şaşırdığım daha büyük şeyler vardı:
Hareket etmeye çalışıyordum; ama kıpırdayamıyordum...
Bağırmaya çalışıyordum; ama sesim çıkmıyordu...
"Aaa" demek için ağzımı açıp, kapıyordum...
Yine de yok... sanki ses tellerim o anlığına devre dışı bırakılmıştı...
Sonunda büyükannem ve annem odaya girebildiler ve onların odaya girmesiyle birlikte siyah kanatlı varlığın yeniden görünmez olması bir oldu. Tam o anda ses tellerim geri geldi ve koca bir çığlık attım.
Hemen yatağımın başına gelip ne olduğunu sordu annem; anlattım gördüğüm şeyi...
"Karabasan görmüşsün..." dediler...

Karabasanların siyah kanatları olur muydu?
Peki ya cinsiyetleri?
Meleklerin cinsiyetleri olmaz diye duymuştum...
Ama ya insanlara görünmek istedikleri zaman; erkek ya da kadın olarak görünebiliyorlarsa?
Ya kanatlar?
Neden siyahtı...??
Ve gözleri...

Yıllar sonra, karabasanlardan konu açılınca, erkek kardeşime, büyükannemin odasında yaşadığım o olayı anlattım. Erkek kardeşim, "Tavana paralel, kanatları açık bir şekilde duruyorsa; belki de seni korumak için gelmiştir..." yorumunu yapmıştı...

Eğer karabasansa, bu güne değin yaşadığım tek karabasan tecrübesiydi.
O günden beri, hiç o kadar yakından ve gerçekten uçabilen, kanatları olan ve bir insanın yüzüne sahip bir varlık görmedim.

Ve bu videodaki siyah kanatlar...
İşte bu yazıyı yazma nedenim...
Bana beş yaşımdaki o anımı; o kanatlı varlığı hatırlattı:
Ne kadar da benziyor siyah kanatları...

Arça, Archa, Ellâbeera'nın Arça'sı...
Arça

6 Eylül 2017 Çarşamba

NE KADAR MERHAMETLİ; NE KADAR DÜRÜST BİR DİVA?


Halkın sanatçısı, Türkiye'nin Diva'sı; muhteşem insan, harika kişilik...

Kimlere ve hangi amaca hizmet ettiği malum olan o sayılı sayıdaki bazı medya organları, yıllarca bize bu şekilde anlatarak; övdüler de övdüler o bildiğiniz şahsiyeti...

Merhameti ve vicdanıyla bilinen Türkiye insanına, güzel milletime "sanatçı" nitelemesiyle sundukları ve bizlere bunu yedirmeye/yutturmaya çalıştıkları çoğu isimden biri Bülent Ersoy...

Kendisini yakından tanımam, etmem...

Lâkin, burada nasılını zikredemeyeceğim derecede korkunç eylemlere maruz bırakılarak canlı canlı derileri/kürkleri kendilerinden çalınan o sessiz ve günahsızların ölü beden parçalarını, binlerce lira ödeyerek süsmüş gibi üzerinde göstermeyi marifet sanan şahsiyete; "Kürk giymek cinayete ortak olmaktır!" diyenlere "Bana ne hayvanlardan?!" gibi bir yanıt vermiş olması, karakterinin geri kalan kısımları için de yeterince fikir verici nitelik taşıması sebebiyle, kendisini daha fazla tanıma lüzumuna girilmemesi için kafidir...

Kendisi Müslüman olduğunu ifade ediyor; iç dünyasını, kalbini bilemem... ALLAH bilir... Hoş zaten, kimsenin neye inandığı; ya da inanıp inanmaması beni ilgilendirmez.

Yine de aklıma Fatır Suresi'nin 5. Ayeti geliyor:

"Ey insanlar! Muhakkak ki ALLAH’ın vaadi HAK'tır. Öyleyse dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. Aldatıcılar da sizi ALLAH ile aldatmasınlar."

Sonra aklıma, En'am Suresi'nin 38. Ayeti geliyor:

"Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra RAB’lerine haşrolunacaklar/huzunda toplanacaklar."

Ayet, açık olarak hayvanların da bizim gibi ümmetler olduklarını söylüyor...

Çok acı gerçekten, çok acı bizim gibi ümmetler oldukları söylenen diğer canlıların, köle misali alınıp; satılmaları; kendilerini soğuktan korumaları için ALLAH'ın kendilerine has olarak yarattığı kürklerinin, o korkunç yöntemlerle/zorla ve ağza alınmayacak müdahalelerle çalınıp; sırf parası olduğu için, her şeyi kendisine mübah gören o bazılarına süs unsuru olarak satılmaları.....

Sonra aklıma Bakara Suresi'nin 177. Ayeti geliyor:

"Yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz iyilik değil. İyiler o kimseler ki; ALLAH'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanırlar; akrabalara, yetimlere, muhtaçlara, yolda kalmışlara, dilencilere ve köleleri/esirleri özgürlüklerine kavuşturma konusunda, seve seve para yardımında bulunurlar; namazı gözetir, zekatı verir, sözleştikleri vakit sözlerinde dururlar; zorluğa, sıkıntıya ve zulme karşı direnirler. İşte doğru olanlar onlardır, erdemli olanlar da onlardır."

21. Yüzyıl'da özgürlüklerine kavuşturulacak; kurtarılacak köleler/esirler kimler acaba?
Mal gibi alınıp satılan; tutsak edilerek çalıştırılan; derileri/kürkleri yüzülerek birilerine süs eşyası edilmeye çalışılanlar KİMLER ACABA?

Ne diyordu hayvanlar HAKK'ında ALLAH?

"Onlar da ancak SİZİN GİBİ ümmetlerdir..."

Sonra aklıma Cuma Suresi'nin birinci ayeti geliyor:

“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey (herkes) O’nu tesbih eder. Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, aziz ve hakim olan ALLAH’ı tesbih eder.”

Göklerde ve yerde olanların hepsinin arasında hayvanlar da varlar...
ALLAH'ı bütün o saf yürekleriyle zikreden ümmetlerin, köle olarak ..... ahh, dilim varmıyor!

Sonra Nisa Suresi'nin 119. Ayeti'ni de hatırlıyorum:

“ 'Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onlara boş kuruntular kurduracağım, mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine mutlaka onlara emredeceğim de ALLAH'ın yarattığını değiştirecekler.' (dedi). Kim ALLAH'ı bırakıp şeytanı veli edinirse, şüphesiz açıktan açığa hüsrana uğramıştır."

Bu resim, size bir şeyler çağrıştırdı mı yukarıdaki ayetle ilgili?


Nisa Suresi 119. Ayei: “ 'Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onlara boş kuruntular kurduracağım, mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler.' (dedi). Kim Allah'ı bırakıp şeytanı veli edinirse, şüphesiz açıktan açığa hüsrana uğramıştır."
21. Yüzyıl'da ALLAH'ın özgürlüklerine kavuşturun dediği köleler kimler?

Sonra şu Hadis - i Şerif'i hatırlıyorum:

"Kainattaki tüm varlıklar, ALLAH'ı tesbih ederek zikrederler. Bu sebeple bir hayvan öldürmek veya bir hayvan topluluğunu yok etmek; bir ümme­ti ortadan kaldırmak olur."

Ve Hz. Muhammed (SAV)'in şu sözleri de geliyor aklıma:

“Merhametlilere RAHMAN olan ALLAH merhamet eder. SİZ YERDE OLANLARA ACIYIN Kİ; GÖKTEKİLER DE SİZE ACISIN. RAHMRAHMAN isminden bir damardır; Her kim bağları koparmaz ilgiyi kesmezse ALLAH da onu rahmetine ulaştırır. Her kim de bağları koparırsa ALLAH da o kimseden rahmetini keser.”

Diliyle Müslüman olduğunu söyleyen Bülent Ersoy'un hayvanları umursamadığı aşikar...

Sanırım umursamadığı sadece hayvanlar değil.....
Güzel milletimin zekası da pek umurunda değilmiş gibi görünüyor...
Nitekim, en başta bağlantısını verdiğim videoya dönersek; video'nun 02. saniyesinden sonra, Bülent Ersoy'un karşısındaki iki kadından ayakta olanı Türkçe bir şeyler söylerken; Bülent Ersoy kadına "SEN DE EĞİL." diyor ve ayaktaki kadın, bu lafı duyar duymaz hemen diğer kadın gibi eğiliyor.
Eğilenler, Hintli falan değiller; Türkçe'yi gayet iyi anlayan ve Bülent Ersoy'u tanıyan insanlar. Görüntü yönetmeni ve programın kurgusuyla ilgilenen kişiler; nasıl olmuş da atlamışlar bu sahneleri çıkarmayı, meçhul...
Hem "kurgu değil, gerçek" diyorlar; hem de görüntülerin kurgu olduğunu bas bas bağıran sahneleri yayından kaldırmıyorlar.
İronik...
Aslında, kendini "Diva" olarak addeden ve mücevherleri ve cinayet sembolü kürkleriyle ön planda olan Bülent Ersoy'un ne kadar dürüst; ne kadar muhteşem bir sanatçı(?) olduğunu halkın anlaması açısından; önemli bir detay...

Peki ses güzelliği bir insanı sanatçı yapmaya yetiyor mu?
Sesi güzel olan herkese sanatçı diyebilir miyiz?
Aklıyla, vicdanıyla bilinen Türkiye insanı için, gerçek sanatçı kime; ya da kimlere denir?

Yorum sizin...

3 Eylül 2017 Pazar

ALLAH'ın Yeni Dünya Düzeni

ALLAH'ın Yeni Dünya Düzeni... İlluminatinin değil.
İlluminatinin değil.


Irkçı falan değilim; dinci falan da değilim. Çünkü, benim dinimde ALLAH'ın varlığına ve birliğine inanan; kalbi iyi bütün yaratılmışlar müjdelenir. Ve "Senin dinin sana; benim dinim bana" dememiz öğütlenir. İster Yunanistan; ister İsrail vatandaşı olsun; fark etmez; kalbi iyi, merhametli ve vicdanlı bir insan olsun yeter ki... Ve biliyorum; insanlığa düşmanlık niyeti ve gayesiyle insanları birbirlerine düşürerek; insanlığı yok etmekten başka bir derdi olmayan bir avuç satanistin kışkırtma temennisi güden ucuz söylemlerine rağmen, dünyanın her tarafında; iyi ve inançlı insanlar var ve hepsi de hakikatin bilgisine açmaktalar gözlerini... Öyle Yunan munan diyerek; insanları, komple bir ırka düşman edeceğini falan sanıyorsan; yanılmaktasın. Zira, sen hile yapmaya çalışırsın; lakin, "Şeytanın hilesi zayıftır." der benim ALLAH'ım.
Nitekim Nisa Suresi'nin 76. Ayeti'nde:
"İman edenler,
ALLAH’ın yolunda savaşırlar ve kâfir olanlar ise şeytanın yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Muhakkak ki şeytanın hilesi zayıftır." denmektedir.
ABD'de yaşayan Hristiyan kardeşlerimin satanist bir düzen yaratmaya çalışan, "bazı" pedofil; sapık siyasilerin; illuminati'nin satanist ayinlerinin ve Pizza Gate Skandalı'nın ifşa edildiği videoların altına; satanistlerden ve şeytana hizmet eden o bazı güç sahiplerinden ne denli nefret ettiklerini ve onlardan kendilerini kurtarmaları için kendi dillerinde
GOD dedikleri ALLAH'a nasıl da dua ettiklerini gösteren yorumlarına o kadar çok rastladım ki! Orada yaşayan Hristiyanlarla burada yaşayan Müslümanlar AYNI şeytanlardan nefret ediyorlar ve iman ettiğimiz ALLAH, AYNI ALLAH; sadece onlar GOD diyorlar, Müslümanlar ise ALLAH...
Siz bunu insanlığa unutturmaya çalıştınız yüzyıllarca, maksadınız bütün ilahi dinleri yok etmekti ve bunu da en iyi farklı "ilahi" dinlere inanan insanlara, öteki ilahi dinden olanı düşman gibi göstermek suretiyle; ilahi dinlere inananları birbirlerine kırdırarak yapabileceğinizi sandınız! Böylece, kılınızı bile kıpırdatmadan, İlahi olana inanan bütün insanların birbirlerini yok etmelerini sağlayacaktınız, değil mi?!
Oysa
ALLAH, Kur'an-ı Kerim'de bizleri, "iyiliklerde birbirimizle yarışalım" diye farklı ümmetler/topluluklar halinde yarattığını söylemiştir.
Yani, yemiyoruz artık oyunlarınızı... Artık, her şeyin farkına varıyorlar insanlar...
Maide Suresi'nin 69. Ayeti'nde "Muhakkak ki, âmenû olanlar (
ALLAH’a ulaşmayı dileyenler), ve Yahudiler, Sâbiiler ve Nasrânilerden (Hristiyanlardan) kim ALLAH’a ve âhir güne îmân eder ve nefsini ıslâh edici ameller (nefs tezkiyesi ) yaparsa onlara artık korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar." der benim güzel ALLAH'ım... Adaleti o kadar mükemmel olan ALLAH, diğer bütün İlahi dinleri ve İslam'ı; barış ve adalet için getirmiştir; iman edenleri birbirlerine düşürmek için değil. Ve aynı ALLAH, yardıma ihtiyacı olan mazlumları korumak için savaşmamızı emreder. Nisa Suresi'nin 75. Ayeti'nde aynen şu sözler geçer: "Ve size ne oluyor ki ALLAH’ın yolunda ve 'Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir VELÎ ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder).' diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?" İşte bu nedenle Arakan'daki müslüman kadın, çocuk ve erkekler için de; ABD'deki satanist örgütler tarafından kaçırılan günahsızlar için de savaşacak bütün inananlar.
Temiz bir kalple iman eden, Maide Suresi'nin 69. Ayeti'ndeki özelliklere sahip, Müslümanlar da, Hristiyanlar da, Yahudiler de ve diğer inançlı bütün vicdanlı insanlar da savaşacaklar mazlumları korumak/kurtarmak için..... ve şeytanla savaşacaklar.....
İyi ve inançlı insanların, nasıl bir bütün olup da; birbirlerini desteklediklerine hayret edecek o bazıları...
Az kaldı...
Kötülerin ve kötülüğün hükmünün sona erdiği ve sadece vicdanın ve iyiliğin kazandığı yeni dünya düzenine hoş geldiniz. Ama bu illuminatinin değil;
ALLAH'ın yeni dünya düzeni...