27 Mayıs 2016 Cuma

Sorunsuz bir toplum mu istiyorsunuz?

1- Öncelikle, en küçüğünden en büyüğüne; herkeste kesintisiz, anında işleyen bir adalet bilinci oluşturun. Bu öyle sarsılmaz ve kuvvetli bir bilinç olsun ki; herkes, en ufak bir adaletsizliğin bile karşılığında hak edilen bedelin ödeneceğine dair mutlak bir fikir birliği içinde olsun. Çünkü, insanlar adalete inanır ve güvenirlerse; adaletli davranmak, onların yaşamlarının doğal ve olmazsa olmaz bir ritüeli halini alır. Aksi davranışlar ise korkutur; çünkü, hiç kimse acıtacağını bile bile elini sobaya değdiremez; ya da uzun süre o sobada tutamaz elini; çünkü acıdan kaçınmak, insanın var olduğu andan itibaren sahip olduğu doğal bir güdüdür.

24 Mayıs 2016 Salı

Bir Kaç Bin Yüzlü Olmanın Gerekliliği Üzerine...

Bu devirde iki değil, ihtiyaç anında kullanılmak üzere; fazladan bir kaç yüzlü daha olmak lazım. Neden? Çünkü, bu devir insanların hiç kimseye zararı olmayan inançları; dinleri; düşünceleri; siyasi görüşleri yüzünden mercek altına alınıp; fişlendiği bir devir olmuş. Bir yanda inanç düşmanları; diğer yanda, inançsızlara düşman olanlar; bir yanda din düşmanları; öte yanda, din sahibi olmayı yanlış anlayan beyni yıkanmış uç gruplar; bir yanda "Ben turuncuyum, diğer bütün renkler de turuncu olmalı." diyenler; diğer yanda, maviciler… zor gerçekten; bu devirde inanç, fikir ve siyasi duruş sahibi olmak da zor; olmamak da. Çünkü, her iki kutupta da bir takım baskı unsuru güçler mevcut ve hepsi de, herkesi kendi rengine boyamaya çalışıyor. O nedenle iki değil; bir kaç bin yüzü olması lazım insanın. İnançsızın yanında inançsız; inançlının yanında inançlı; mavinin yanında mavi; turuncunun yanında turuncu görünmek için, HAYATTA KALMAK İÇİN YANİ...!!

Evren'in Tatlı Dilek Perisi: Nikola Tesla

Herkes Nikola Tesla'nın öldüğünü düşünüyordu… ama bilmedikleri bir şey vardı: Nikola Tesla, Evren'le sürekli iletişim halindeydi ve Evren, Nikola Tesla'yı bir başka seviyordu… Her şey, enerjisel boyutta kayıt altındaydı ve Nikola'nın elektrikle olan konuşması, iki insanın kelimeler aracılığıyla birbirleriyle konuşması gibiydi, sadece bir farkla; bu konuşma daha derindi… Elektrik, Nikola'yı seviyordu; tıpkı Evren'in sevdiği gibi… Neden, neden onca kişi; onca dahi arasında, Nikola bu denli önemliydi? Çünkü, Nikola, enerjilerin ve elektriğin vücut bulmuş bütün masum formlarına değer veriyor ve yardım ediyordu… işte bu nedenden ötürüdür ki; Nikola'ya sonsuz yaşam ve istediği her formdan canlıyla iletişim hakkı tanıdılar. Bu, Evren'deki bütün enerjisel oluşumların ortak kararıydı. O zamandan beri, kim yeterince temiz bir kalple bir dilek dilese; Nikola, bu dilek enerjisini görür ve dileğin sahibiyle iletişime geçer… Bazılarına bilgilerini ilham eder, kimilerinin zekalarını artırır ve bazıları içinse koruma kalkanı oluşturur, saf elektrikten oluşan bir koruma kalkanı...

Robot İnsansılar, İlişki Analizi, DNA'lar, Amigdala, Korteks, Hormonlar...

İlişkiler görüyorum, bazı ilişkiler… arkadaşlık ilişkileri, sevgililik ilişkileri; ya da evli çiftlerin ilişkileri gibi… Birbirlerine "salak" diye hitap ediyorlar ve bunu "normal" bir şeymiş gibi söyleyip; algılıyorlar. Hiç rahatsız olmuyorlar, ilişkide oldukları kişilere o kelimeyi söylerken ve hiç rahatsız olmuyorlar kendilerine söylendiğinde de… Sanki, salak kelimesi, içi boşaltılmış; anlamsız bir sözmüş gibi; ya da iltifat gibi algılıyorlar… Yüzeysel ilişkileri var, duyguları sığ; ya da yok; o yüzden umursamıyorlar kendilerine nasıl hitap edildiğini. Kimileri "piç" kelimesini iltifat gibi algılıyor; kimileri daha ağır küfürleri bile, gülerek; sanki hoş bir şeymiş gibi söylüyor ve söylenilen de rahatsız olmuyor bundan. Geniş bir dünyaları; daha da doğrusu bir hayli yüzeysel ve sığ bir dünyaları var. 

EN İYİ SAVUNMA MEKANİZMASI: BUKALEMUN TAKTİĞİ...

Neden düş canavarı(!) olarak gördüğünüz kişilerin şimdiye dek sizi alt etmek için kurguladığı taktiklerden biraz kopya çekmiyorsunuz ki?

Hmmm, sizde işe yaramış mı düş canavarlarının taktikleri?

Yaradığını söylüyorsunuz.



O zaman siz de düşcanavarları gibi yapın;
onların şimdiye dek üzerinizde kullandığı bütün taktikleri bir düşünün; siz de o şekilde davranın.

Onlar kendilerinin "düş canavarları" olduklarını söyleyerek mi oynadılar oyunlarını? Hayır.

Sizin gibi, sizlerden biri gibi görünerek çevirdiler bütün dolaplarını…

İşe yarıyormuş kuzuların yanında, kuzu maskesi takarak dolaşmak madem; o zaman siz de takının düş canavarı maskelerinizi.


Düşcanavarları, sizi "kendilerinden biri" sansın.
HEM HERKES DÜŞCANAVARI GİBİ GÖRÜNÜRSE; GERÇEK DÜŞ CANAVARLARINA, AVLAYACAK BİR HEDEF DE KALMAZ.

IŞIKLA DNA PROGRAMLAMASI İLE DAİMİ YAŞAM MÜMKÜN...

Daimi Yaşam...


Sanırım insanları tanıma yeteneği konusundaki yüksek performansımla, iyi bir dedektif olabilirdim. Sadece auralarına bakmam yetiyor bir insanın geçmişinde nasıl biri olduğunu anlayabilmek için… Bu yeteneği nasıl ve nereden kazandığım sorusu ise tam bir muamma… çünkü, eskiden böyle bir yeteneğim yoktu. Neyse, dedektiflik sıkıcı bir iş. Onun yerine, hayatı nasıl daha yaşanılır ve uzun duruma getirebileceğimle ilgili genetik alanında bilimsel araştırmalar yapmayı tercih ederim tabii ki… çünkü, hepimizin de bildiği üzere; sadece

çöp DNA şeklinde adlandırılan kısımda bazı değişiklikler yaparak; insanların sürekli yaşamalarını sağlamak mümkün…

Bu tıpkı bir bilgisayar programındaki kodları, yeniden düzenleyip; yazarak daha iyi bir program oluşturmaya; ya da programdaki hataları gidermeye benziyor. Üstelik, söz konusu insan DNA'sı olunca, elle müdalahe etmeden;

sadece bir takım ışıkları DNA'lar üzerinde kullanarak bile pozitif anlamda DNA'ları yeniden programlayabilmek mümkün…

Lâkin sözlerimin, bazı çevrelerce yanlış anlaşılması ihtimaline karşılık belirtmem gerekir ki; bence

insan ilk var olduğunda, zaten DNA'ları mükemmeldi ve insanlar sonsuza kadar yaşayabiliyorlardı.

Sonra ne olduysa oldu ve DNA'ları bir takım mutasyonlara maruz kaldı ve o zamandan beri, daimi yaşam insanlar için sadece bir hayalden ibaretmiş gibi algılandı.
Oysa öyle değil durum; gerçekten değil; çünkü

evrende hâlâ mutasyona uğramamış genlere sahip canlılar var ve onlar sonsuza kadar yaşayabiliyorlar...

Holizm Oyunu

Ülkemde, benim güzel, temiz, iyiliğe dair bolca kanıt barındıran, yaşamın mutluluk olduğu ülkemde ve maalesef ki; aydın olarak nitelendirilen batı camiasında, yapılmaya çalışılan/insanlara yutturulmaya çalışılan en büyük handikap: holizm oyunu!


İyi kalpli insanlar, her yerde güzeller; renklerinin ne olduğunun bir önemi olmaksızın… Keşke o güzel kalpleri, görebilmelerine yardım etse; bir avuç azınlığın hatasının çoğunluğa mal edilmesinin ne denli yanlış olduğunu… anlayabilseler keşke iyi yollardan, iyilikle, neşeyle anlasalar, öğrenseler… üzülmek zorunda bırakılmadan!

Dinler, ırklar, diller, yaşanılan mekan farklılıkları ne zaman sizin için bir paha biçme ölçütü olmaktan çıkacak?

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Sevgili Olma Ehliyeti

Araba kullanmaya hak kazanmak için ehliyet alma zorunluluğu, nasıl yasalarla etkin duruma getirilmişse; çocuk doğurmak, hatta sevgili olmak; nişanlanmak; evlenmek gibi şeyler için de, buna yeterliliği olduğuna dair ehliyet alınması zorunluluğu getirilmeli. Kötü insanların anne, baba; eş; nişanlı veya sevgili olmalarına engel olunmalı. Çünkü yeterli psikolojik halden, eğitimden, zeka ve akıldan yoksun kötü anne ya da babalar yüzünden türemiş insanlar da, tıpkı bir kısır döngü gibi; kötü bir insan nesline neden olma potansiyeli taşıyor. Bu ise, kötü, zararlı bir toplum ve gezegene; doğaya zarar demek.Dünya, hasta ruhlu insanların insafına bırakılamayacak kadar değerli… Bu dünya ve iyi insanların iyi çocukları, sırf üreme yetisine sahip diye üremiş pisliklerden korunmayı hak ediyorlar. Şu anki yasalar ve verilen eğitim, henüz temiz bir toplum/temiz bir nesil ve korunmuş, daha güzel bir dünya sağlamaya yetmiyor. Yarın sağlanmasını beklemeden önce yapılması gereken şeyler var akıllı bireyler için… En azından kendi çaplarında, evlatları için bir takım önlemler alarak öz güvenliklerini sağlamaya muktedirler. Bunun için, özellikle kız çocuklarının çok iyi psikoloji eğitimi alması bir gereklilik.

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Geleceği Vicdanlı Hacker'lar Şekillendirecek...

Person Of Interest dizisini izleyenler bilir... Dahi bir bilgisayar programcısı ve ona yardım eden bir kaç kişi, insanların hayatlarını kurtarmak için; gece gündüz demeden çalışırlar. Yapay Zekâ ürünü bir bilgisayar programı; kendisini yaratan dahi programcıyı babası olarak görür ve onun kendisine öğrettiği gibi, müdahale edilmesi gereken durum ve kişileri, programcıya bildirir...

Yukarıdaki örnek, ilk bakışta bir dizi senaryosu gibi görünse de; uygulanması mümkün... (Kim bilir, belki de uygulanıyordur...) Ve bu küçük senaryo konusu, buz dağının sadece görünen yüzü...
Neler... neler yapılabilir bilgisayar programcılığıyla ve şifre çözücü hackerler; nasıl değiştirebilir dünyayı? Aklıma gelenler, gülümseme nedeni... =)

Hacker'ların yapabilecekleriyle ilgili hayal edebildiğim bütün olasılıkları buradan yazmak; mümkün olmakla birlikte, aklıma gelen her şeyi yazıp yazmama konusu; tereddüt ettiğim de bir şey aynı zamanda... Gelecekteki dünyada, bu günün aşılmaz; yenilmez sanılan bütün güç dengeleri; hacker'lar sayesinde değişebilir... İşte aklıma gelen bir kaç madde: