21 Ekim 2017 Cumartesi

Geliş Sırasına Göre Sure İsimleri



Kaynak: http://www.kuranikerimmeali.com/


  1. Alak Suresi
  2. Kalem Suresi
  3. Müzzemmil Suresi
  4. Müddessir Suresi
  5. Fatiha Suresi
  6. Tebbet Suresi
  7. Tekvir Suresi
  8. A'la Suresi
  9. Leyl Suresi
  10. Fecr Suresi
  11. Duha Suresi
  12. İnşirah Suresi
  13. Asr Suresi
  14. Adiyat Suresi
  15. Kevser Suresi
  16. Tekasür Suresi
  17. Maün Suresi
  18. Kafirun Suresi
  19. Fil Suresi
  20. Felak Suresi
  21. Nas Suresi
  22. İhlas Suresi
  23. Necm Suresi
  24. Abese Suresi
  25. Kadir Suresi
  26. Şems Suresi
  27. Büruc Suresi
  28. Tin Suresi
  29. Kureyş Suresi
  30. Kaaria Suresi
  31. Kıyamet Suresi
  32. Hümeze Suresi
  33. Mürselat Suresi
  34. Kaf Suresi
  35. Beled Suresi
  36. Tarık Suresi
  37. Kamer Suresi
  38. Sad Suresi
  39. A'raf Suresi
  40. Cin Suresi
  41. Yasin Suresi
  42. Furkan Suresi
  43. Fatır Suresi
  44. Meryem Suresi
  45. Taha Suresi
  46. Vakıa Suresi
  47. Şuara Suresi
  48. Neml Suresi
  49. Kasas Suresi
  50. İsra Suresi
  51. Yunus Suresi
  52. Hud Suresi
  53. Yusuf Suresi
  54. Hicr Suresi
  55. En'am Suresi
  56. Saffat Suresi
  57. Lukman Suresi
  58. Sebe Suresi
  59. Zümer Suresi
  60. Mümin Suresi
  61. Fussılet Suresi
  62. Şura Suresi
  63. Zühruf Suresi
  64. Dühan Suresi
  65. Casiye Suresi
  66. Ahkaf Suresi
  67. Zariyat Suresi
  68. Ğaşiye Suresi
  69. Kehf Suresi
  70. Nahl Suresi
  71. Nuh Suresi
  72. İbrahim Suresi
  73. Enbiya Suresi
  74. Müminun Suresi
  75. Secde Suresi
  76. Tur Suresi
  77. Mülk Suresi
  78. Hakka Suresi
  79. Mearic Suresi
  80. Nebe Suresi
  81. Naziat Suresi
  82. İnfitar Suresi
  83. İnşikak Suresi
  84. Rûm Suresi
  85. Ankebut Suresi
  86. Mutaffifin Suresi
  87. Ra'd Suresi
  88. Hac Suresi
  89. Rahman Suresi
  90. İnsan Suresi
  91. Zilzal Suresi
  92. Bakara Suresi
  93. Enfal Suresi
  94. Ali İmran Suresi
  95. Haşr Suresi
  96. Cumua Suresi
  97. Ahzab Suresi
  98. Nisa Suresi
  99. Muhammed Suresi
  100. Talak Suresi
  101. Beyyine Suresi
  102. Nur Suresi
  103. Münafikun Suresi
  104. Mücadile Suresi
  105. Hucurat Suresi
  106. Tahrim Suresi
  107. Teğabün Suresi
  108. Saff Suresi
  109. Fetih Suresi
  110. Maide Suresi
  111. Mümtehine Suresi
  112. Hadid Suresi
  113. Tevbe Suresi
  114. Nasr Suresi

İnananlara Mutluluğu, Desteği, Korumayı, İyiliği, Mucizeyi Ve Zaferi Müjdeleyen Ayetlerden Bazıları:

RAHMAN Ve RAHÎM ALLAH'ın Adıyla...  "Ve ALLAH, takva sahiplerini (günahtan kaçınanları); feyz(verimlilik) sahibi olmaları sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük (azap) dokunmaz. Ve onlar mahzun da olmazlar."


Zümer Suresi 61. Ayet'te ne güzel anlatılır yaşanacakların portresi: 

RAHMAN Ve RAHÎM ALLAH'ın Adıyla...

"Ve ALLAH, takva sahiplerini (günahtan kaçınanları); feyz(verimlilik) sahibi olmaları sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük (azap) dokunmaz. Ve onlar mahzun da olmazlar."

Ve Saff Suresi 13. Ayet'te ne güzel müjde verir ALLAH

"Bundan başka sevdiğiniz bir şey daha: ALLAH'tan bir destek ve yakın bir zafer... İnananları müjdele..."

ALLAH doğru söyler...

ALLAH VE İNCEDEN İNCEYE BAĞLADIĞI SAYILAR...

Ayetlerdeki dualar...
Bu yazımda, önce 28 ayetten oluşan Cin Suresi'ni okuyacaksınız; ardından sizlerle, bazı ayetlerden çıkardığım müthiş anlamları paylaşacağım... İyi okumalar... Zira, okuduğunuz her bir harfle; ALLAH'ın ilk emrini yerine getirmiş oluyorsunuz...

CİN SURESİ (Resmi Mushaf : 72 / İniş Sırası : 40)

RAHMAN ve RAHİM ALLAH’ın adıyla…

1. De ki: “Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: ‘Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur’an dinledik.’”

2. “Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık
RAB'imize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”
3. “RAB'imizin adı / kudreti / işi / gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk.”
4. “Doğrusu bizim beyinsiz, ALLAH hakkında saçma lakırdı ediyormuş.”

5. “Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler ALLAH hakkında asla yalan söylemezler.”

6. “Gerçek şu ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onlar, onların şımarıklık ve azgınlığını artırırlardı.”

7. “Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi,
ALLAH’ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.”

8. “Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla / alevlerle doldurulmuş bulduk.”

9. “Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev / ışık bulur.”

10. “Doğrusu bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa
RAB, onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir.”

11. “Şu da bir gerçek ki, bizden hayra yönelenler / barışçılar vardır; ama bizden, başka türlü olanlar da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz.”

12. “Ve biz şunu sezdik: Biz yeryüzünde ALLAH’ı asla aciz bırakamayız; kaçarak da onu aciz bırakamayız.”

13. “Biz doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. RAB'ine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de tecavüze uğramaktan.”

14. “Nihayet bizden
ALLAH’a teslim olanlar da var, haksızlığa sapıp çizgiden çıkanlar da var. ALLAH’a teslim olanlar, işte onlar doğruyu ve hayrı aramışlardır.”

15. “Adaletsizliğe sapanlar ise cehenneme odun olmuşlardır.”

16. Eğer yolda kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık,

17.
Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim RAB'inin Zikri’nden / Kur’an’dan yüz çevirirse RAB'i onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.

18. Hiç kuşkusuz, mescitler
ALLAH içindir. O halde ALLAH ile birlikte bir başkasına yakarmayın.

19. ALLAH’ın kulu kalkmış O’na yakarırken, onlar onun üzerine keçeleşir gibi üşüşüyorlardı.

20.
De ki: “Ben ancak RABBİME yakarırım. Ve hiç kimseyi O’na ortak koşmam.”

21. De ki: “Ben size ne zarar ne de ışık ve aydınlık verme gücüne sahip değilim.”

22.
De ki: “ALLAH’tan beni hiç kimse kurtaramaz ve O’nun dışında bir sığınak da asla bulamam.”

23. “Ancak ALLAH’tan bir tebliğ ve O’nun mesajlarından birşeyler sunabilirim.” ALLAH’a ve O’nun resulüne isyan edenler için cehennem ateşi vardır. Sürekli içinde kalacaklardır.

24. Sonunda onlar kendilerine vaat edileni gördüklerinde, yardımcı bakımdan daha zayıf kim, sayı bakımından daha az kim, bileceklerdir.

25. De ki: “Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa RABBİM onun için uzun bir süre mi koyacaktır?”

26. Gaybı bilendir O. Gaybı konusunda hiç kimseyi yardımcı yapmıyor.

27. Seçtiği bir elçi müstesna. Çünkü O, resulünün önünden ve arkasından gözetleyiciler yürütür.

28. Ki onların, RAB'lerinin elçilerini hedefine tam ulaştırdıklarını bilsin. ALLAH, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır.


ALLAH DOĞRU SÖYLER...

Naçizane, benim gibi bir aptalın; bu sureden anladıklarını dile getirmeye çalışacağım. Kendime aptal dememi, mazur görün; çünkü, bütün bu evrenin TEK yaratıcısı olan; ilmiyle, her şeyi kuşatan ALLAH'ın varlığını ve dehasını düşününce; kendimi küçük ve aciz bir aptal gibi hissetmekten alamıyorum; zira, gerçekte tek bir dahi var; o da ALLAH ve ben gerçekten aciz bir kulum...

Öncelikle, 11. ayette yazılana bakalım... Demek ki; onların aralarında iyiler de var... Bu ayetten bunu anlıyorum... Kendilerine herhangi bir haksızlık yapmaktan ALLAH'a sığınırım.

13. Ayette, ALLAH'a gerçekten samimi bir şekilde inanan bir kulun, hiçbir haksızlığa; ya da kötülüğe uğramaktan korkmadığını/korkmayacağını öğreniyorum. Şu korkak hallerimi düşününce, nerede yanlış yaptım demekten alamıyorum kendimi. Sonra aklıma geliyor, demek ki; ALLAH'a tam bir ihlas ile inanıp; O'nun ayetlerini daha iyi anlayınca, bütün korkularımın yersiz olduğunu ve her zaman adaletle yaşıyor olduğumuzu bileceğim... Demek ki; aslında hiç kimse bize haksızlık yapıyor değil... Demek ki; adalet, her yerde... (Aklıma, bütün hatalarımdan tövbe edip; ALLAH'a sığınmak geliyor... Hiç şüphesiz, ALLAH, TEVVAB'dır; tövbeleri çokça kabul eden... ve RAHÎM'dir, rahmetiyle bütün alemleri kuşatan, yarattıklarına merhamet eden, acıyan ve şefkat gösteren...)

17. Ayetten, ALLAH'ı anmanın; O'nu zikretmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyorum. Demek ki; insanların acılarının asıl nedeni, ALLAH'ı doğru ve iyi bir şekilde anmaktan kendilerini alıkoymuş olmalarıymış...
Demek ki; ALLAH'ı doğru bir şekilde anmaya devam etmek; ALLAH'ı zikreden kulun, kendi mutluluğuna zemin hazırlıyor/sebep oluyormuş... Demek ki; ALLAH'ı doğru bir şekilde ananlar/zikredenler daha mutlu...
Demek ki; mutluluğun asıl kaynağı, ALLAH'ı anmak/zikretmek...

18. Ayetten, ALLAH'a şirk/ortak koşmanın yanlışlığını bir kez daha anlıyorum... Dua sadece ALLAH'a yapılır...
Sadece, ALLAH'tan yardım diler; sadece ALLAH'a sığınırız...

20. Ayet, 18. Ayetle paralel olarak; kulların, ALLAH'a şirk/ortak koşmaktan uzak durması gerektiğini bir kez daha vurgularken; bir yandan da, ALLAH'a nasıl dua etmemiz gerektiği konusunda, bizlere örnekler sunuyor: "“Ben ancak RABBİME yakarırım. Ve hiç kimseyi O’na ortak koşmam.”

21. Ayetten aslında ne kadar aciz kullar olduğumuzu bir kez daha anlıyorum. Aynı zamanda, haddimizi bilmemiz gerektiğini ve büyüklük taslamak hatasından da, uzak durmamız gerektiğini anlıyorum...

22. Ayet, yine ALLAH'a nasıl dua etmemiz gerektiğini hatırlatıyor bana: De ki: “ALLAH’tan beni hiç kimse kurtaramaz ve O’nun dışında bir sığınak da asla bulamam.”


25., 26., 27. ve 28. Ayetlerden, şu gelecekte neler olacağı ile ilgili palavralar uyduranların sadece yalancılar olduklarını bir kere daha anlıyorum. ALLAH açık açık, gaybı, seçmiş olduğu tek bir elçi haricinde; HİÇ KİMSENİN BİLEMEYECEĞİNİ çok berrak bir biçimde vurguluyor. ALLAH resullerinin/elçilerinin, hedeflerine tam ulaştıklarını bilmesi için; resullerin önlerinden ve arkalarından gözetleyiciler görevlendirdiğini, bu nedenle gaybı o tek elçiye bildirdiğini söylüyor ALLAH, anladığım kadarıyla... Bu ayetlerden başka bir şey daha anlıyorum; demek ki; elçilerin ALLAH'ın onlar için çizdiği İlahi Kader'den ve yoldan sapma şansları yok; demek ki; elçilerin hata yapma lüksleri de yok... Demek ki; elçiler, sadece ALLAH'ın yolunda ilerlemek zorundalar ve demek ki; elçilerin yüksek derecede merhametli, dürüst ve adaletli olmalarının nedeni de bu...
Ama hemen aklıma geliyor: Belki de, onlar zaten çok iyi kullar oldukları için elçi olarak seçildiler... Ya da, zaten elçi olmaları için, özellikle tam/yetkin olarak yaratıldılar... Öyleyse, gözetleyiciler; elçilerin hata yaparak yoldan sapmasından çok; başkalarının onlara engel olmalarına MANİ olmak için mi görevlendirildiler?....

Gelelim 28. Ayetten anladığım başka bir müthiş şeye...
"ALLAH, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır."
Vay be!.... Bu sözler gerçekten düşündürücü... demek ki; ALLAH her şeyi; ama her şeyi, inceden inceye sayıya bağlamış... Demek ki; gördüğümüz ya da görmediğimiz; bildiğimiz; ya da bilmediğimiz, BÜTÜN OLAYLAR VE ŞEYLER SAYILARIN DİLİNDE BİR KARŞILIK BULUYOR; YANİ HER ŞEY SAYISAL BİR KOD; AYNI ZAMANDA SAYISAL BİR GİZEM İÇERİYOR... Demek ki; tarihlere, isimlerin ve kelimelerin harf sayılarına, vücudumuzun anatomik yapısına ve aklımıza gelip gelemeyecek her bir zerreye dek; her şey, önceden ALLAH tarafından, ALLAH'ın ilmi doğrultusunda sayısal bir kodla şifrelenmiş...

Hemen aklıma, Kur'an - ı KERİM Ayetlerini okurken, bir surede bazı ayetlerin belli bir ölçüye göre tekrar edilmesini gizemli bulup; o ölçüye göre tekrar edilen ayetlerin numaralarını kaydederek; Google'ın dünya haritası üzerine, numaraları, koordinatlar olarak girip; sonra da o koordinatların, TIPKI O AYETLERDE TARİF EDİLEN YERİ BİRE BİR GÖSTERDİĞİNE, heyecanla şahit olmuştum!

O sure ve ayet numaralarından elde ettiğim koordinatları, daha sonra ALLAH izin verirse paylaşacağım...

Yani, düşünüyorum... ALLAH'ın sözlerinin mükemmeliğini; ALLAH'ın dehasını ve o harika yaratışını...

Aklımı çelmek isteyen, beni ALLAH'ın var olmadığına inandırmak için; bir dolu kitap ve video öneren pet shop çalışanı geliyor sonra aklıma...

Garip midir; tesadüf müdür; bu kadar çok tesadüf olur mu, bilmiyorum; ama, ne zaman ALLAH HAKK'ında O'nu ne kadar çok sevdiğimi düşünsem; ya da O'na olan sevgimi, yazıya dökmeye yeltensem; travmatik bir sürü olayla karşılaştım hemen akabinde...

Çok garip, hep o dönemlerde; youtube'taki video önerilerine dek; hep ALLAH'ın kullarını umursamadığı/önemsemediğine dair videolar çıktı karşıma...

Gariptir, yine o dönemde sürekli gittiğim pet shop çalışanı; sanki hazırlanıp da gelmiş gibi; sanki hususi, o muhabbeti yapmak istermiş gibi; ALLAH'ın olmadığına ikna etmeye çalışan konuşmalar yapmaya başladı; oraya her gittiğimde, aynı muhabbetleri açması da cabası...

İnsanların maymunlardan geldiğine dair; kitap önerisi bile sundu; hatta üşenmeyip, çantasından o kitabı da çıkardı...

Hayır... farkındayım garip bir şeyler döndüğünün ve birilerinin benim ALLAH'a olan inancımdan hoşlanmamış olabileceğinin...
Ama, ALLAH, yine Kur'an - KERİM'de, hiç bir şeyi eksik bırakmadığını; her şeyin açıklamasının, yine o kitapta olduğunu söylüyor... üstelik; bazı toplulukların, yaptıkları aşırılıklar ve azgınlıklar yüzünden, yine bizzat ALLAH'ın kendisi tarafından cezalandırıldıklarını anlatan Araf Suresi'nin 165. ve 166. ayetlerinde; ALLAH şöyle bildiriyor:


RAHMAN ve RAHİM ALLAH’ın adıyla…

165. "Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp, zulme sapanları; yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla enseleyiverdik."

166. "Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: “Aşağılık, maskara maymunlar olun!"

Demek ki; o neandertal diye öne sürülerek; insanların atası kabul edilen ve bu nedenle bütün insanların maymundan geldiklerini öne süren anlayış; yine bizzat ALLAH'ın kendi sözleriyle açıklamasını ve cevabını buluyor. Belki de o maymundan geldiği söylenilen insan ırkı; ALLAH'ın aşırılıklarından ötürü, "Aşağılık, maskara maymunlar olun!" dediği ırktır?

Ayrıca negatif kan grupları hakkında da bir açıklamaları yok o insanların maymunlardan geldiklerini iddia edenlerin...

Bilindiği gibi, RH (+) diye kısaltması yapılan kan gruplarında geçen RH, aslında Rhesus Maymunlarındaki bir geni ifade ediyor... İnsandaki Rhesus Pozitif ifadesi ise; Rhesus maymunlarında görülen o genin, o insanda da var olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle de Rhesus Negatif kan guruplarının; aslında başka bir dünyadan olabileceği, hatta RH negatif kan gruplarının; aslında insan olmayabilecekleri ileri sürülüyor. Burada, benim şöyle bir teorim var:
Belki de Rhesus Pozitif ifadesi, aslında; ALLAH'ın aşırılıklarından ötürü cezalandırarak; "Maymunlar olun!" dediği ırkı ve o ırka mensup olanları simgeliyordur?

Tabii ki; en doğrusunu ALLAH bilir...

Ama o kadar çok kanıt varken ALLAH'ın varlığına ve birliğine dair... ve en önemli kanıt, ALLAH'ın kendi yetkin sözleriyken...
kusura bakmayın, inanmama gibi bir lüksüm yok...
O beni sevse de, sevmese de...
Ben VARLIĞI ve bütün ihtişamı için, KENDİSİNE şükrediyorum O YÜCE YARATICI'nın...
İyi ki; VAR...
İyi ki; TEK YARATICI, TEK İLAH...

Teşekkürler ALLAH'ım, bütün ihtişamınla her şeyi kuşatan o tam ve harika VARLIĞIN için, SENİN İÇİN... SANA ÇOK TEŞEKKÜRLER ALLAH'IM...

20 Ekim 2017 Cuma

UĞURSUZ AMBAR'I ÜÇ HARFLİLER BASMIŞ!

Telegramcıların Sağ Ve Sol Beyin Çalışma Nedenleri

Bu gün her zamanki gibi zihin kontrol işkencelerinden başka birine daha maruz kalırken; düşündüm:

KAKA YAPMAK NE KADAR GÜZEL BÖYLE...

KAKA YAPMAK...

Bütün saçmalamalarım arasından, deliye vurmuş; ya da deliye vurmuş taklidi yapar bir halde yazarken; bakalım ayrıntıdaki gerçekleri, satır aralarından fark edebilecek misiniz?

ANKAREF - UDEA İŞ ORTAKLIĞI, zihin kontrol projelerinde gizli görevler üstlenmiş bir şirket mi?

ASELSAN ve HAVELSAN, bu zihin kontrol g.tlemesinin neresinde?

Hadi, kandırmaktan vazgeçelim birbirimizi!

PARAMI VERİN! Bu kadar yıldır, beni HAKSIZ YERE DENEK YAPMIŞ OLMANIZIN ÜCRETİNİ İSTİYORUM!

Hem, belki bazı deneylerinize gönüllü iştirak ederim bu sayede, ha?

En azından, gönülsüz denek olmaktan çıkıp; ÜCRET KARŞILIĞI DENEYLERE KATILAN biri olurum belki bu sayede, ne dersiniz?

VERİN PARAMI!

Madem sizi hapse attıramıyorum haksız yere yaptığınız deneyler yüzünden; en azından ücret karşılığı, deneylerinize razı olmayı seçebilirim; ne dersiniz?!

ALLAH AŞKINA, AKLI YETERİNCE GELİŞMİŞ OLAN; AMİGDALALARI NORMAL ÇALIŞAN BİRİNİN VİCDANSIZ OLMASI SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ?!

Bence değil. O-LA-MAZ!

O nedenle, o zihin kontrol makinelerinin başında çalışan elektrik ve elektronik mühendislerinin çoğunun TORPİLLE, sınav soruları kendilerine verilerek eğitim görmüş olanlardan seçilmiş olduğunu düşünüyorum. ANLADINIZ SİZ...

Gelelim, AMBAR'daki üç harfli ifşalarına...

Uğursuz AMBAR...

(Buradan itibaren yazılanlar, tıpkı yukarıda yazılmış olanlar gibi, sadece varsayımlardan ibarettir; kesin bir doğruluk içermemektedir. Bu yazı nedeniyle, hiçbir kişi ve kurum zan altında bırakılamaz. Yazıyı, varsayımlardan ibaret bir komplo teorisi düşüncesiyle okuyunuz lütfen; zira, ALLAH, iftiranın en büyük günahlardan olduğunu; Şuara Suresi'nin 221. ve 222. ayetlerinde açıklamaktadır:

RAHMAN ve RAHÎM ALLAH'ın Adıyla...

221. "Haber vereyim mi size şeytanların kime iner olduğundan?"

222. "Her bir iftiracı günahkâr üzerine iner onlar."

ALLAH doğru söyler...)

......

Ankara Kızılay'da ne kadar çok üç harfli uğrak mekanı var böyle! 

Pet Shop çalışanlarının çoğu...

Ve Ambar'ın üç harflileri...

Siz üç harfli dediğime bakmayın; belki de zihin kontrol şirketleriyle ortak iş yapan satılmışlardır kendileri!

Nasıl bir firma, müşterilerine hırsız muamelesi yapmak için; kapı çıkış yerlerinde; hırsız alarmını öttürür ki?!!!!

Bundan yıllar önce, askeri istihbaratta çalıştığını söyleyen bir teğmen; elektronik cihazlara, uzaktan müdahale edebildikleri itirafında bulunmuştu bir sohbet esnasında!

Acaba, AMBAR'a gittiğim geçen Pazartesi de; ben kapıdan çıkmak üzereyken, öttürülen alarmın; o zihin kontrolcülerle mi bir ilgisi vardı?

AYNEN ŞÖYLE OLDU:

Elimde paketimle, kapıdan çıkıyorum,
Tam çıkarken alam öttü; sanki parasını ödemediğim bir ürünü almışım gibi!

İçerideki personelden biri kadın; diğeri erkek olan ikisi, "Sizi şöyle alalım." diyerek seslendi içeriyi gösterirken. O gün uykusuzdum, Pazar gecesi doğalgaz zehirlenmesi nedeniyle Pazartesi sabahına kadar hastanede tutmuşlardı. "Acaba..." dedim... "Acaba, dalgınlıkla giysileri giyip çıkarırken; yanlışlıkla çantama fazladan bir ürün mü attım?" dedim içimden. Uykusuzluğum ve dalgınlığım yüzünden kendimden şüphelendim yani... Bir de serum yemiştim. Belki serum etkisiyle, bir dalgınlık yapmış olabilir miyim diye korktum kendimden.

Ama, bilerek bir ürün çalmayacağımı bildiğimden, vicdanım rahat bir şekilde girdim içeri.

Sonra çantamı boşattım, poşetlerimi boşalttım; altığım ürünün fişini de gösterdim, "Bakın, ödemesini yaptım bu ürünün." diyerek.

Baktılar, poşetlerimde de, çantalarımda da; hiç bir fazladan/parası ödenmemiş ürün yok.

Sonra "Bir de çantasız, sadece paltonuzla geçin kapıdan." dediler.

Geçtim ve ŞAKA GİBİ!!!!! BEN KAPIDAN SADECE ÜZERİMDE PALTOM OLDUĞU HALDE GEÇERKEN, YİNE ÖTTÜRDÜLER O HIRSIZ ALARMINI!

Sanki paltoma sakladığım bir şey varmış gibi! Bu kez paltomu çıkardım, kontrol ettirdim onlara bütün ceplerini ve üzerimi. "BAKIN HİÇ BİR ŞEY YOK!" dedim...

Üzerimde ve paltomda da hiç bir şey bulamadılar.
Sonra aynı kapıdan bu kez paltosuz, çantasız ve poşetsiz geçmeyi denedim. Bu kez ötmedi o alarm.

İşin ilginç yanı, bana "Afedersiniz, bir yanlış anlama olmuş." diyerek; paltomu, çantamı ve poşetimi vererek onların beni uğurlamalarından sonra; kapıdan aynı poşet; aynı palto ve aynı çantayla yeniden geçerken; bu kez alarmın hiç bir şekilde ötmemiş oluşuydu! Yani, çantamdaki ve paltomdaki bir şeyden olsa, en son oradan çıkarken; alarmın, yeniden ötmesi gerekmez miydi?!

Ama ötmedi! Bu da demek oluyor ki; O ALARMI BİRİLERİ, SIRF BANA KÖTÜ HİSSETTİRMEK İÇİN BİLİNÇLİ OLARAK ÖTTÜRDÜ! (Sadece bir varsayım olarak düşünün lütfen. Belki de tamamen bir tesadüften(?) ibarettir...)

Daha önce de Kızılay'daki AMBAR'a bir kaç kez gitmiştim ve nedense, oraya ne zaman gitsem; ertesi gün ya da ondan sonraki gün, çok acı verici bazı olaylar yaşadım.

Mesela, oraya gittiğim 4 Haziran 2017 tarihinden sonraki gün; Noktalı adlı tav şanım; hiç bir belirti vermeksizin aniden pldü! Veterinerler, zehirlenmiş olduğunu söylediler.

Çok garip... çünkü 4 Haziran 2017 tarihinde, uzun aylardan sonra evden ilk kez dışarı çıkıyordum. Evden dışarı çıktığımın ertesi günü bu tür bir olayın yaşanmış olması; "Acaba, evde olmadığımı bilen birileri; gizlice evime girip, zehirlediler mi Noktalı'mı?" diye düşündürmüştü beni!

Tabii AMBAR'ın kameralarını da düşünmek lazım... her gittiğimde, orada en az bir saat kalışımı falan...

Tabii ki; zihin kontrolcülerden şüphelendim. Çünkü onların daha önce de garip "TESADÜFLERLE" yaşattıkları "garip" ve çok acı verici şeyler tecrübe etmiştim! (Belki de sadece bir tesadüftür ve zihin kontrolcülerle hiç bir ilgisi yoktur...)

Başka ilginç bir şey daha söyleyeyim mi?

Normalde, ben AMBAR adlı giyim mağazasını, seneler, seneleer önce; Manisa'da keşfetmiştim ilk!
Oradan aldığım bütün ürünleri, kendime yakıştırdığım; fazla tarz seçeneklerinin olması ve kendi tarzıma, oradaki giysileri yakıştırmam nedeniyle; oradan alışveriş yapıyordum her Manisa'ya gittiğimde. Hatta en son annemle yaptığımız telefon konuşmasında, sırf AMBAR'dan kıyafet almak için, Manisa'ya geleceğimi söylemiştim; çünkü Ankara'da bir şubeleri yoktu.

Gelelim asıl garip noktaya:

Annemle bu telefon görüşmesini yaptığımızın üzerinden sadece bir kaç hafta geçtikten sonra; Kızılay'da, tam da her oraya gidişimde geçtiğim güzergahın üzerinde daha bir kaç gün önce açılmış AMBAR mağazasının olduğunu gördüm! İşte o uğursuz tesadüfleri yaşadığım; bana haksız yere hırsız muamelesinin yapıldığı mağaza! NE TESADÜF...

Zihin kontrolcüler, epey bir bütçe ayırmış olmalılar senelerdir bana yaptıkları deneylere... (Sadece bir ihtimal...)
Şehirden çıkmamı istemiyorlar; evden çıkmamı istemiyorlar...
Garip bilinçdışı mesajlarla, zihnimi manipüle edip; dediklerini yapıp yapmayacağıma dair bir sürü deneyler yapıyorlar-DI. Özellikle geçmiş zaman kipini kullandım; belki gerçekten geçmişte kalır o iğrenç deneyleri... (Belki de aşırı tesadüflerin insanı paranoyaya sürüklemesinden ibaret cümlelerdir sadece. O nedenle, lütfen varsayımlardan ibaret şüpheci bir bakış açısının ürünü ihmimaller olarak değerlendirin bu cümleleri de...)

Oradan paranoyak gibi mi göründüm gözlerinize? Bir şey, bir defa; hadi çok olsa iki defa tecrübe edilirse belli bir sırayla; ona TESADÜF dersiniz; ama bu TESADÜFLER(!) her zaman olmaya başlamışsa; artık o bir TESADÜF DEĞİL; BAŞKA BİR ŞEYDİR!

Bu arada eğer trafik kazası, gaz zehirlenmesi; yiyecek zehirlenmesi; beyin kanaması; ya da ani kalp durması gibi bir şey yaşarsam ve hatta birileri bana bilinmeyen ya da uydurulmuş bir sebepten ötürü saldırırlarsa; sorumluları ABD bağlantılı olup da, ülkemize sızmış olan; ASELSAN'a, HAVELSAN'a, ANKAREF'e, UDEA'ya ve askeri istihbarata sızmış olan TC. vatandaşı  "görünümlü" ZİHİN KONTROLCÜLERDİR; bu da böyle bilinmiş ola! Çünkü, bu ülkeye sadık; gerçekten vatanını seven, milli benlik şuuru taşıyan; aklı sağlam ve vicdanı olan hiç bir vatan evladı bana zihin kontrolü uygulayacak değildir.

(Yine yanlış... Yaratılmış bütün canlıların sürelerini/ömürlerini ALLAH tayin eder. Yani, ALLAH tarafından tayin edilmiş o ömür, devam ettiği sürece; hiç kimse, o süreyi kısaltma; ya da sonlandırma kudretine sahip değildir. Süreleri uzatma, kısaltma; ya da sonlandırma kudreti sadece ALLAH'a aittir. Bununla ilgili şu an adını hatırlayamadığım pek çok ayet mevcuttur. Araştıranlar bulabilirler...
Ayrıca, pek çok örnek de vardır yaşatma kudretinin sadece ALLAH'a ait olduğuna dair...
İbrahim Tatlıses örneğini düşünün...
Silahlı saldırıya uğramış ve başından vurulmuş olmasına rağmen, hayatta kaldı; çünkü süresi gelmemişti...
ALLAH, bir canlıyı yaşatmak istedikten sonra, yaşamasını istediği o canlıyı yaşatacak sebepleri de yaratır...
O lümden sonra dirilen insanları düşünün... Mucize gibi olayları... ALLAH, yaşatmak istediği sürece, yaşatmak istediği canlıların hepsi, yaşamaya devam edecektir; çünkü ALLAH KADİR'dir ve O'nun kuvveti her şeye yeter.....

Bizlere düşen, ALLAH'a sığınmak, O'nun yasakladıklarından sakınmak, yapın dediklerini yaparak; çokça ALLAH'ı zikretmek ve O'na dua ederek, saygımızı ve teşekkürlerimizi göstermektir... Gizlinin de gizlisini bilen ALLAH'ın ayetlerine göre, takva sahibi kimselere korku yoktur ve onlar mahzun da edilmeyeceklerdir...
ALLAH doğru söyler...