14 Ağustos 2017 Pazartesi

Cicada 3301, Dahilerin Gizli İletişim Ağı, İlahi Dinler Ve Güven Meselesi...

Her zamanki internet araştırmalarımı yaparken, Cicada 3301 Adlı Gizemli Örgüt'ü anlatan bir videoya rastladım:



Videonun altındaki yorumlardan biri, bu örgütün; çok zeki insanları bulup; masonik faaliyetlerde kullanıp; süreleri dolana kadar sömürmek amacıyla kurulduğunu yazmış.

Bu konuda, biraz daha farklı düşünmekteyim; nedenine gelince:

Yorumu yazan şahsın deyimiyle çok zeki insanlar; benim deyimimle dahiler, ilahi dinlerin uydurma değil; gerçek olduğunu bilirler. Çok zeki insanlar, yine bu ilahi dinlerin; insanlığın ve diğer canlıların iyiliği için geldiğini bilirler. Hal böyle olunca, çok zeki insanların ilahi dinlerle sorunu yoktur. Masonluğun ise şeytana tapan ve ilahi dinleri yok etme amacı güden bir örgüt olduğu söyleniyor. Masonluk hakkında denilen bu tip iddialar, en ufak bir gerçeklik payı barındırıyorlarsa; o çok zeki insanların bununla; satanizm ve benzeri sadizm ve sapıklık barındıran sapkın inanışlarla ve bu inanışları yayan/destekleyen oluşumlarla bir sorunları var demektir. Dolayısıyla, dahilik derecesinde çok zeki olan bir insan; satanist tapınmaların yapıldığı mekanlarda boy gösteriyorsa; onun orada bulunma amacı, ilahi ve kutsal olanı korumak için görevlendirildiği ajanlıktan başka bir şey değildir. Yani, demem o ki; şifreleri hazırlayanlar çok zeki insanlarsa - ki öyleler - o zaman; bile bile lades demeyeceklerini; gezegenin ve insanlığın iyiliğine hareket edeceklerini bilebilirsiniz; çünkü yine o çok zeki insanlar, iyi ya da kötü; yapılan her şeyin, Evren kanunları gereği, yapana geri döneceğini bilirler ve kendilerine yapılmasını istemedikleri hiç bir şeyi bir başkasına yapacak değillerdir bu nedenden...

Özetle, nerede bir dahi varsa; ona güvenebilirsiniz; lâkin tek bir şartla:
"AMİGDALA"larının SAĞLAM ÇALIŞTIĞINDAN EMİN OLMANIZ LAZIM; çünkü amigdala, duygulardan; hissetme yeteneğimizden sorumlu olan organımız ve o sağlıklı çalışmazsa, ruhsuz; duygusuz ve acımasız robotlardan farkımız kalmaz. Yapılan araştırmalara göre, potansiyel seri katil olan sosyopatların amigdalalarının sağlıklı çalışmadığı belirlenmiş. Bir şey hissedemedikleri için; acıma duygusundan da mahrumlar; bu yüzden herhangi bir suça karışmamış bile olsalar, tehlikeli kategorisindeler ve tecrit edilmeleri gerek. Yani, çok zeki bir insana; sadece amigdalası sağlıklı çalışmıyorsa; güvenemezsiniz. Bunu da anlamanın bir kaç yolu var: En sağlıklı sonucu, beyin tomografisi verir. Diğer yollar gözleme dayanıyor. Mesela, sosyopatların iğrenme duyguları yok. İğrenme duygusu olmayan bir insanı anlayabilirsiniz küçük testler uygulayarak. Ama dediğim gibi; kişi sosyopatlığının tüm belirtilerini fark etmişse; insanlardan gizlemek için sahte iğrenme ve duygu belirtileri gösterebilir rol yaparak, ki; zaten bir çok sosyopat rol yaptığını söylüyor fark edilmemeleri için. Onların kendi ağızlarından itiraflarını araştırmanız için şu siteyi önerebilirim: http://hakikivladimir.blogspot.com.tr/2012/08/gizli-sosyopatlar-nasl-tanrsnz.html Sayfadaki yazının alt kısımlarına ilerleyince; oradaki yorumlardan, onlar hakkında bir fikir edinebilirsiniz.

Amigdalası sağlıklı çalışan dahiler, gezegenimizin ve tüm canlıların güvenliği, iyiliği için çalışmaya devam ediyorlar.
Sizlere, hükümetlere ve silah sanayisine gösterilen icatların yanında; insanlığın ve gezegenimizin korunması ve varlığını devam ettirmesi için gizlenilen icatlar da var... O icatlar, onları kötüye kullanabilme riski taşıyan hiç kimsenin eline geçmemesi gerekecek kadar üst düzey önem ve hassasiyet barındırmakta; dolayısıyla, bazı icatlar -zihinlerde keşfedilmelerine rağmen- özellikle üretilmediler; ya da üretilip üretilmediklerini, onları bilme ve kullanma yetisine sahip; iradesi zırh gibi sağlam ve amigdalası sağlıklı olanlardan testi geçebilen o çok sınırlı sayıda özel insan haricinde; kimse öğrenemeyecek...

Sanıyor musunuz ki; bu Evren'de yalnızız? Sizlere, sizlerin hayatta hiç bir önemi olmayan; değersiz ve küçük şeyler olduğunuzu düşündürmeye çalışan insanlık düşmanlarının bunu yaparlarken kullandıkları bir görsel var...  Sizleri manipüle etmeye çalışırken kullandıkları; size kendinizi bir "hiç" gibi hissettirmeye çalıştıkları görsel... Hani şu, dünyanın 4 milyar kilometre uzaklıktan çekilmiş olduğu o fotoğrafı gösterip de; "Hâlâ bir öneminizin olduğunuzu düşünüyor musunuz?" diye sizlere sorarlarken; aslında OPTİK İLLÜZYON yasasını sümen altı etmeye çalıştıkları görsel...

OPTİK İLLÜZYON YASASI. Nesneler uzaklaştıkça gerçekte olduklarından küçük görünürler. Onların küçük görünmeleri, gerçekte küçük oldukları anlamına gelen bir şey değildir.
Dünya'nın 4 Milyar Kilometre Uzaktan Çekilmiş Fotoğrafı

Hatırlamanız gereken gerçek şu: Nesneler, sizin onlarla aranızdaki mesafe arttıkça; gözlerinizden algılarınıza "küçük" olarak düşer. Sizin onları küçük olarak algılamanız; onların gerçekte küçük oldukları anlamına gelen bir şey değildir; zira optik illüzyonun tanımına bakacak olursak: "Optik illüzyon (görsel illüzyon) ya da göz yanılsaması, görsel olarak algılanan görüntüler ile nesnel gerçekliğin farklı olduğu durumlar için kullanılan terimdir." der. Sizin o şeyle aranızdaki mesafenin artması dolayısıyla git gide o şeyi küçük bir nokta gibi algılamanız; sadece sizin ve sizin konumunuzdan benzer bir bilinç ve görüş sistemiyle o şeye bakan diğerlerinin algılarında oluşan optik bir "yanılsama"dan başka bir şey değildir. Oysa gerçek, algılardan bağımsız ve algılar üstüdür; onu kimi zaman doğru biçimde algılarsınız; kimi zaman olduğundan bambaşka... Yeterince gelişmişse bilinçleriniz; optik illüzyonlar hakkında da bilgi sahibisinizdir ve bilirsiniz uçağın penceresinden baktığınızda karıncalar gibi görünen insanların; gerçekte büyük, harikulade ve olağanüstü canlılar olduklarını... Biraz daha yakından bakınca, daha derin bir iç gözlemle inceleyince; karıncaların da olağanüstü ve harika canlılar olduklarını fark edersiniz. Ve daha da yakından bakınca; sadece mikroskopla görebileceğiniz canlıların; kendilerine has, kendilerine özgü, ne kadar ihtişamlı bir dünyaları olduğunu fark edersiniz...
Yaklaştıkça artar derinlikleri olayların ve yakınlaştıkça anlar; yakınlaştıkça büyür ve büyütür; yaklaştıkça daha net görebilir duruma gelirsiniz gerçeğin ihtişamına uygun yansımasını... Yani, birileri sizlere hiç de öneminiz olmayan değersiz ve küçük canlılar olduğunuzu söyleyebilir; ama gerçek bu söylenilenden ırak; gerçek bundan farklı ve bu tür bütün yalanlardan tenzih edilmiş bir başkalıktır gerçek...

Kulaklarınızı, insanı sevmeyen; insanı hakirleştirmeye çalışan satanizmin manipülatif yalanlarına tıkarken; fark edersiniz; bu Evren'de yalnız olmadığımızı ve başka hayatların da var olduğunu...

Tam da bu noktada, o dahilerin ilham denilen soyut; düşünce ve his temelli iletişim mekanızmalarını, o diğer boyutlardan canlılarla bilgi alışverişi için kullanabildiklerini ve bütün o muhteşem icatların nasıl olup da ortaya çıkabildiğini daha net; daha iyi anlarsınız...

Bu Evren'de yalnız değiliz... Bu muhteşem güzelliklerle dolu gezegende yalnız değiliz... Ve gezegenimizin ve gezegenimizi paylaştığımız diğer canlıların yaşamlarını en iyi biçimde sürdürebilmeleri için, ilhama dayalı bu iletişim sisteminde; "dahi" dediklerimiz, bilgileri kalplerinin arınmışlığı ölçüsünde elde ediyorlar...
Ve evet, bugün insanlığın bilmediği; hükümetlerin ve silah sanayinin bilmediği pek çok icat; halihazırda mevcut ve sır gibi saklanılarak bekletilmekte seçilmiş o dahilerin ellerinde. Dünya yaşamını korumak için kullanılıyor gizlice...
Ve onlar, ilhamı ve bilgiyi kime; ya da kimlere vereceklerini çok iyi biliyorlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklın ve kalbin rehberliğinde, düşünülerek oluşturulan her yorum değerlidir...