14 Ağustos 2017 Pazartesi

Cicada 3301, Dahilerin Gizli İletişim Ağı, İlahi Dinler Ve Güven Meselesi...

Her zamanki internet araştırmalarımı yaparken, Cicada 3301 Adlı Gizemli Örgüt'ü anlatan bir videoya rastladım:



Videonun altındaki yorumlardan biri, bu örgütün; çok zeki insanları bulup; masonik faaliyetlerde kullanıp; süreleri dolana kadar sömürmek amacıyla kurulduğunu yazmış.

Bu konuda, biraz daha farklı düşünmekteyim; nedenine gelince:

Yorumu yazan şahsın deyimiyle çok zeki insanlar; benim deyimimle dahiler, ilahi dinlerin uydurma değil; gerçek olduğunu bilirler. Çok zeki insanlar, yine bu ilahi dinlerin; insanlığın ve diğer canlıların iyiliği için geldiğini bilirler. Hal böyle olunca, çok zeki insanların ilahi dinlerle sorunu yoktur. Masonluğun ise şeytana tapan ve ilahi dinleri yok etme amacı güden bir örgüt olduğu söyleniyor. Masonluk hakkında denilen bu tip iddialar, en ufak bir gerçeklik payı barındırıyorlarsa; o çok zeki insanların bununla; satanizm ve benzeri sadizm ve sapıklık barındıran sapkın inanışlarla ve bu inanışları yayan/destekleyen oluşumlarla bir sorunları var demektir. Dolayısıyla, dahilik derecesinde çok zeki olan bir insan; satanist tapınmaların yapıldığı mekanlarda boy gösteriyorsa; onun orada bulunma amacı, ilahi ve kutsal olanı korumak için görevlendirildiği ajanlıktan başka bir şey değildir. Yani, demem o ki; şifreleri hazırlayanlar çok zeki insanlarsa - ki öyleler - o zaman; bile bile lades demeyeceklerini; gezegenin ve insanlığın iyiliğine hareket edeceklerini bilebilirsiniz; çünkü yine o çok zeki insanlar, iyi ya da kötü; yapılan her şeyin, Evren kanunları gereği, yapana geri döneceğini bilirler ve kendilerine yapılmasını istemedikleri hiç bir şeyi bir başkasına yapacak değillerdir bu nedenden...

Özetle, nerede bir dahi varsa; ona güvenebilirsiniz; lâkin tek bir şartla:
"AMİGDALA"larının SAĞLAM ÇALIŞTIĞINDAN EMİN OLMANIZ LAZIM; çünkü amigdala, duygulardan; hissetme yeteneğimizden sorumlu olan organımız ve o sağlıklı çalışmazsa, ruhsuz; duygusuz ve acımasız robotlardan farkımız kalmaz. Yapılan araştırmalara göre, potansiyel seri katil olan sosyopatların amigdalalarının sağlıklı çalışmadığı belirlenmiş. Bir şey hissedemedikleri için; acıma duygusundan da mahrumlar; bu yüzden herhangi bir suça karışmamış bile olsalar, tehlikeli kategorisindeler ve tecrit edilmeleri gerek. Yani, çok zeki bir insana; sadece amigdalası sağlıklı çalışmıyorsa; güvenemezsiniz. Bunu da anlamanın bir kaç yolu var: En sağlıklı sonucu, beyin tomografisi verir. Diğer yollar gözleme dayanıyor. Mesela, sosyopatların iğrenme duyguları yok. İğrenme duygusu olmayan bir insanı anlayabilirsiniz küçük testler uygulayarak. Ama dediğim gibi; kişi sosyopatlığının tüm belirtilerini fark etmişse; insanlardan gizlemek için sahte iğrenme ve duygu belirtileri gösterebilir rol yaparak, ki; zaten bir çok sosyopat rol yaptığını söylüyor fark edilmemeleri için. Onların kendi ağızlarından itiraflarını araştırmanız için şu siteyi önerebilirim: http://hakikivladimir.blogspot.com.tr/2012/08/gizli-sosyopatlar-nasl-tanrsnz.html Sayfadaki yazının alt kısımlarına ilerleyince; oradaki yorumlardan, onlar hakkında bir fikir edinebilirsiniz.

Amigdalası sağlıklı çalışan dahiler, gezegenimizin ve tüm canlıların güvenliği, iyiliği için çalışmaya devam ediyorlar.
Sizlere, hükümetlere ve silah sanayisine gösterilen icatların yanında; insanlığın ve gezegenimizin korunması ve varlığını devam ettirmesi için gizlenilen icatlar da var... O icatlar, onları kötüye kullanabilme riski taşıyan hiç kimsenin eline geçmemesi gerekecek kadar üst düzey önem ve hassasiyet barındırmakta; dolayısıyla, bazı icatlar -zihinlerde keşfedilmelerine rağmen- özellikle üretilmediler; ya da üretilip üretilmediklerini, onları bilme ve kullanma yetisine sahip; iradesi zırh gibi sağlam ve amigdalası sağlıklı olanlardan testi geçebilen o çok sınırlı sayıda özel insan haricinde; kimse öğrenemeyecek...

Sanıyor musunuz ki; bu Evren'de yalnızız? Sizlere, sizlerin hayatta hiç bir önemi olmayan; değersiz ve küçük şeyler olduğunuzu düşündürmeye çalışan insanlık düşmanlarının bunu yaparlarken kullandıkları bir görsel var...  Sizleri manipüle etmeye çalışırken kullandıkları; size kendinizi bir "hiç" gibi hissettirmeye çalıştıkları görsel... Hani şu, dünyanın 4 milyar kilometre uzaklıktan çekilmiş olduğu o fotoğrafı gösterip de; "Hâlâ bir öneminizin olduğunuzu düşünüyor musunuz?" diye sizlere sorarlarken; aslında OPTİK İLLÜZYON yasasını sümen altı etmeye çalıştıkları görsel...

OPTİK İLLÜZYON YASASI. Nesneler uzaklaştıkça gerçekte olduklarından küçük görünürler. Onların küçük görünmeleri, gerçekte küçük oldukları anlamına gelen bir şey değildir.
Dünya'nın 4 Milyar Kilometre Uzaktan Çekilmiş Fotoğrafı

Hatırlamanız gereken gerçek şu: Nesneler, sizin onlarla aranızdaki mesafe arttıkça; gözlerinizden algılarınıza "küçük" olarak düşer. Sizin onları küçük olarak algılamanız; onların gerçekte küçük oldukları anlamına gelen bir şey değildir; zira optik illüzyonun tanımına bakacak olursak: "Optik illüzyon (görsel illüzyon) ya da göz yanılsaması, görsel olarak algılanan görüntüler ile nesnel gerçekliğin farklı olduğu durumlar için kullanılan terimdir." der. Sizin o şeyle aranızdaki mesafenin artması dolayısıyla git gide o şeyi küçük bir nokta gibi algılamanız; sadece sizin ve sizin konumunuzdan benzer bir bilinç ve görüş sistemiyle o şeye bakan diğerlerinin algılarında oluşan optik bir "yanılsama"dan başka bir şey değildir. Oysa gerçek, algılardan bağımsız ve algılar üstüdür; onu kimi zaman doğru biçimde algılarsınız; kimi zaman olduğundan bambaşka... Yeterince gelişmişse bilinçleriniz; optik illüzyonlar hakkında da bilgi sahibisinizdir ve bilirsiniz uçağın penceresinden baktığınızda karıncalar gibi görünen insanların; gerçekte büyük, harikulade ve olağanüstü canlılar olduklarını... Biraz daha yakından bakınca, daha derin bir iç gözlemle inceleyince; karıncaların da olağanüstü ve harika canlılar olduklarını fark edersiniz. Ve daha da yakından bakınca; sadece mikroskopla görebileceğiniz canlıların; kendilerine has, kendilerine özgü, ne kadar ihtişamlı bir dünyaları olduğunu fark edersiniz...
Yaklaştıkça artar derinlikleri olayların ve yakınlaştıkça anlar; yakınlaştıkça büyür ve büyütür; yaklaştıkça daha net görebilir duruma gelirsiniz gerçeğin ihtişamına uygun yansımasını... Yani, birileri sizlere hiç de öneminiz olmayan değersiz ve küçük canlılar olduğunuzu söyleyebilir; ama gerçek bu söylenilenden ırak; gerçek bundan farklı ve bu tür bütün yalanlardan tenzih edilmiş bir başkalıktır gerçek...

Kulaklarınızı, insanı sevmeyen; insanı hakirleştirmeye çalışan satanizmin manipülatif yalanlarına tıkarken; fark edersiniz; bu Evren'de yalnız olmadığımızı ve başka hayatların da var olduğunu...

Tam da bu noktada, o dahilerin ilham denilen soyut; düşünce ve his temelli iletişim mekanızmalarını, o diğer boyutlardan canlılarla bilgi alışverişi için kullanabildiklerini ve bütün o muhteşem icatların nasıl olup da ortaya çıkabildiğini daha net; daha iyi anlarsınız...

Bu Evren'de yalnız değiliz... Bu muhteşem güzelliklerle dolu gezegende yalnız değiliz... Ve gezegenimizin ve gezegenimizi paylaştığımız diğer canlıların yaşamlarını en iyi biçimde sürdürebilmeleri için, ilhama dayalı bu iletişim sisteminde; "dahi" dediklerimiz, bilgileri kalplerinin arınmışlığı ölçüsünde elde ediyorlar...
Ve evet, bugün insanlığın bilmediği; hükümetlerin ve silah sanayinin bilmediği pek çok icat; halihazırda mevcut ve sır gibi saklanılarak bekletilmekte seçilmiş o dahilerin ellerinde. Dünya yaşamını korumak için kullanılıyor gizlice...
Ve onlar, ilhamı ve bilgiyi kime; ya da kimlere vereceklerini çok iyi biliyorlar...

HALİL SÖYLETMEZ'İN BİR ENSEST'E YAPTIĞI TELEFON ŞAKASINA İNSANLARIN VERDİĞİ İNANILMAZ TEPKİ!


İNSANLARIN VERDİĞİ İNANILMAZ TEPKİ!

Bu tür videolara güldüklerini söyleyenlere şaşırıyorum. Gülünecek bir video değil; komik hiç değil. Hep uydurma gibi gelirdi bu annesine ya da kız kardeşlerine sapıkça duygular besleyenlerin varlığı. "Ensest" derken, sanki olmayan/gerçek dışı/başka bir dünyadan bahsediyorlar gibi gelirdi. Bu video, bana onların gerçek olduğunu öğretti. Korkunç... tüyler ürpertici... Nasıl bir kayışlarını koparmışlıktır; nasıl bir vicdanın ipini salıvermişliktir bu zihniyet yoksunlarının sergiledikleri?

Korkunç...

Marketinden alış veriş yaptığınız market sahibi; bir restoranda çayınızı getiren garson; lisede matematik öğretmeniniz; ya da siyasi arenalarda boy gösteren bir millet vekili... belki de onlardan biri. Kendilerini gizlemeyi başarabilmiş olmaları; onların ne denli hasta oldukları gerçeğini değiştirmiyor maalesef.

Adam evli; eşi, çocukları var; ama gay ilişkilerde bulunuyor.

Bir başkası küçük çocuklara... ki; dilim varmıyor cümlenin devamını getirmeye... ABD'de PizzaGate Skandalı çıkmıştı geçen aylarda... Oradan da, dünya siyasetinde aktif rol oynayan başkanların; Hollywood Sineması'ndan tanıdığımız o ünlü aktörlerin, aslında kaçırılmış çocuklara sapıkça şeyler yaptıklarını; hatta işi, taciz/tecavüz boyutundan çıkarıp; sadizme kadar götürdükleri kanlı ayinler yaptıklarını öğrenmiştik.

Hâlâ bir vicdan barındıran insanlara sesleniyorum:

Lütfen, silkeleyip atın üzerinizdeki o ölü toprağını! Ayılın artık sizi içine düşürdükleri o hipnoz uykusundan! Gülünecek şeyler değil bunlar... Sen gülersen; ben gülersem; o gülerse ve kimse bütün bu sapıklıkları önlemek için hiç bir şey yapmazsa; sadece izlemekle yetinirsek; gelecekte, aile kurumu diye bir şey; sağlıklı bir toplum; ya da psikolojisi düzgün bir insan kalmayacak. Bir başkasının çocuğu için yapmıyorsanız bile; en azından kendi çocuklarınızı düşünerek, karşısında durun; engel olun bu sapıklara. Nereden bilebilirsiniz ki; bu gün sesinizi çıkarmadığınız için hayatına devam eden o sapık insan görünümlünün; yarın çocuklarınızın karşısına çıkmayacağını?

Araştırmalara göre, gen aktarımının da rolü var bu sapıkların türemesinde. Bu nedenle kısırlaştırılmaları; üremelerine engel olmaları ve hadım edilmeleri lazım öylelerinin.

İmza kampanyası mı başlatılmalı; yoksa daha farklı yollardan mı çözüm yoluna gidilmeli bilmiyorum; ama artık, ensest - pedofil - sosyopat insanlar tespit edilmeli; ifşa edilmeli ve kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılarak; bütün o sapıklar, toplum güvenliği için toplumdan tecrit edilmeli.

Eğer müslümansanız; ALLAH, onlarla savaşmayı emrediyor.

Nisa Suresi'nin 75. ve 76. Ayetleri'yle; bizzat ALLAH'ın sözleriyle noktalıyorum bu yazımı...

Nisa Suresi 75. Ayet:

(RAHMAN Ve RAHÎM Olan ALLAH'ın Adıyla...)

"Ve size ne oluyor ki ALLAH’ın yolunda ve "Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir VELÎ ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder)." diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?!"

Nisa Suresi 76. Ayet:

"İman edenler, ALLAH yolunda savaşırlar; ALLAH'tan gelen gerçekleri örtbas edenler ise, şeytani güçler uğrunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın, şeytanın hile ve tuzakları kesinlikle zayıftır."

ALLAH doğru söyler...

13 Ağustos 2017 Pazar

G. B. Hangi Projenin Ürünü?


Toplumları dönüştürmek ve hatta milleti millet yapan unsurları çözmek rüyası içinde olanlar; bunu özellikle genç beyinleri manipüle ederek gerçekleştirmek için, youtube gibi platformları adeta bir strateji sahası olarak kullanma eğilimine girmişler. Her zamanki araştırmalarımı yaparken, rastladığım yukarıdaki video, bir kez daha; sosyal ağların ülke geleceği ve hatta dünyadaki insanlığın iyiliği için denetlenmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.


TROL ŞAKA AYAĞINA MANİPÜLASYON

Daha önce de bir kaç videosunu izlediğim bu şahsiyetin; kişiliğiyle, yaşam biçimiyle ya da zevkleriyle sorunu olan biri değilim; lâkin, kutsal saydığım ülkemin, korunması gereken gençlerinin beyinleri üzerinde yapılmaya çalışılan kirli manipülasyonlara gelince iş değişiyor; zira daha önce de aynı kişinin, yine kutsal saydığım İslam Dini'nin peygamberi olan Hz. Muhammed'e; trol-şaka ayaklı bir telefon görüşmesi adı altında iftira atılmasına çanak tuttuğu başka bir videosuna da denk gelmiştim.

Maksadım hedef göstermek; kişiler üzerinden insanlara saldırmak değil; bu noktanın iyi anlaşılmasını istiyorum; çünkü, videoyu çeken de henüz olgunluğunu tamamlayamamış ve belli ki; beyni yıkanıp, "maşa" olarak kullanılmaya çalışılanlardan biri. Ama insanların, özellikle de devletimizin, bu tür videolara ciddi bir denetim getirmesi gerektiği de ortada.

İşte, videonun altına yazmaktan kendimi alamadığım o yorum:

"Hangi projenin ürünü olduğunuzu merak ettim. Zihin Kontrol programlamalarından biri olan "kedi" görseliyle; okul çağı kızlarına verdiğiniz toplumsal mesaj, takdire şayan. Tek videonuzda edindiğim ilk izlenimi doğrular biçimde; diğer videolarınızda kendinizce "sempati" maskesini kullanarak sarf ettiğiniz sözler; kimlere hizmet ettiğinizi ortaya koymakta. Bu ülkeyi bölmek/dönüştürmek hayali içinde olanlar; milleti millet yapan unsurları hedef alırlar ve DİN, EĞİTİM gibi konular, bu unsurların başında yer almakta. Uzmanlara göre, bilinç dışı, 18 yaşına kadar savunmasız; hal böyle olunca da, ülkeyi dönüştürmek için; GENÇLERİN BEYİNLERİNİN hedef alınıp; manipüle edilmeye çalışılması, şaşırtmıyor. Ne kadar veriyorlar size bunu yapmanız için? Kolayca yalan söyleyebilen biri için; parasını "hayvanlar ve kadınlar için" harcayacağını söylemek zor olmasa gerek. Sosyopat kelimesinin anlamını da biliyorsunuzdur; çünkü sosyopati eğilimlileri sergileyen birinin, kendi ile ilgili nitelendirmeleri çoktan öğrenmiş olması gerek. Okuyan küçük çocuklar, ne dediğimi anlamamış olabilirler; ama sizin ne demek istediğimi anladığınızı biliyorum. Sadece şunu söyleyebilirim: Bu ülkeyi, bu milleti, TÜRKİYE'yi bölmeyi hiç bir şekilde başaracak DEĞİLSİNİZ. İnsanlar sandığınız kadar aptal DEĞİLLER. Yurt dışında bile, ABD'de bile ayıldı artık insanlar. Oradakileri de aynı politikalarla; yüz yıllardır uyutmaya çalışıyordunuz. Artık farkında insanlar... bütün oyunlarınızın ve kirli çamaşırlarınızın farkındalar... Zafer sadece ALLAH'a aittir... Sizleri ve işbirliği içinde olduklarınızı O'na havale ediyorum..."

5 Ağustos 2017 Cumartesi

HİÇ UTANMIYORUM: MÜSLÜMANIM!

İlk emri "OKU" olan bir dinin; gericilikle, yobazlıkla yaftalanması; müslümanların, sırf müslüman oldukları için aşağılanıp; küçümsenmesi, tahammül edilebilir olmaktan çıkmıştır. Kendine İslam Alimi/Hoca yakıştırması yapan/yapılan herkesin gerçekten hoca ve İslam Alimi olmayabilecekleri; bazılarının sadece "İslam'ı ve Müslümanlar'ı gözden düşürme projesi kapsamında" ÜRETİLMİŞ oldukları gerçeğinin yanında; müslümanlara yönelik bir takım ciddi ama GİZLİ baskılar yüzünden; gerçekte Müslüman olduğu halde; kendilerini ateist; ya da başka dinlerden gibi gösteren BİLİM İNSANLARININ da farkına varın artık. İslam, gericilik veya sadece aptalların inana geldikleri bir din değildir; Adını zaten bildiğiniz o malum Loca'ların gizli toplantılarında; özellikle toplumların gözlerinden düşürmek için, diziler; filmler; sahte haberler; kökü o localara dayanan suni terör örgütleri kurmak gibi stratejileri üretmek suretiyle ve yine o locaların sahipliklerini yaptıkları bir takım medya organlarının çeşitli kollardan yaptıkları propaganda ve sahte bilgiler aracılığıyla engellenmeye çalışılan; hak ettiği saygıyı bu günün bilgiye ulaşma konusunda geniş imkânlar barındıran internet teknolojisi çağında bile halen yeterince bulamamış olan; değerleri bakımından yüce ve amacı, dünyada yaşayan bütün canlıların daha iyi yaşamalarına yardım etmek olan bir dindir. İslam, ayrımcılığın; kötülüğün; pedofilinin ve hatta cesEt yiyiciliğin övüldüğü bir din değildir; "Hayvanlar da ancak SİZİN GİBİ, ümmetlerdir." diyen ve hayvanlara da en az kendinize duyulmasını istediğiniz kadar saygının duyulması gerektiğini öğüt veren bir dindir. Öyle, uyduruk bir iki çeviriye bakıp da; ayetlerin anlamlarına leke sürmek isteyenlerin yalanlarına inanma hatasında bulunmaktan vazgeçin lütfen. Bu dinin gerçekte ne denli saygın ve iyiliğe hizmet amacı taşıyan bir din olduğunu anlamak istiyorsanız eğer; bütün çevirileri araştırın. İnternet, bütün bu bilgilere ulaşabilmeniz için; gerekli kolaylığı zaten sağlamakta... Arapça'da tıpkı Türkçe'de olduğu gibi, bir kelimenin kullanıldığı yere, cümlenin gelişine göre oldukça farklı yüzlerce anlamı olabiliyor. Lütfen dikkat. Bu bağlamdan yola çıkarak söyleyebilirim ki; sanıldığı gibi, İslam'da kadını dövme diye bir şey de yoktur. Evli olduğu halde, en ahlaksızca denilen türde şeyleri yaparak; eşine sadakatsizlik eden; ya da para karşılığı kendini satan kadınlar hakkında bile "Dövün!" DEMİYOR; 3 tavsiye veriyor, ilkinde öğüt verin/konuşun; 2.sinde, yapmaya devam ederse yataklarınızı ayırın; 3.sünde; yine yapmaya devam ederse, evlerinizden uzaklaştırın; yani ayrılın onlardan diyor. Bilmem anlatabiliyor muyum? En ağır sadakatsizlik durumunda bile birinci öğüdü "Konuşun!" olan bir dinden bahsederken; " 'İslam, kadınlarınızı dövün!' demiş." demek; bu dini gözlerden düşürmek için İslâm'a iftira atan ve bazılarının da şeytana taptığı söylenen o malum örgütlerin ellerini ovuşturmalarına neden olmaktan başka bir işe yarayacak değildir. İslam, kişilerin; kurumların; örgütlerin ve hatta kendine müslüman etiketini yapıştırmış olan bir takım hocaların bile ÜSTÜNDE ve onlardan bağımsız olan bir dindir. Kendi iyilikleriniz için etiketlere aldanmaktan vazgeçin; aksi halde, kuzu maskesi takmış bir kurdun öğlen yemeği olmanız, içten bile değil.....

GİZLENEN YOUTUBE YORUMLARINI NASIL GÖREBİLİRSİNİZ?

Gizlenen, eksik gibi görünen youtube yorumlarını nasıl görebilirsiniz?
Youtube Yorumlarını Görme Formülü
Son zamanlarda, dikkat çeken ve uzunca yazılmış youtube yorumlarının, sanki cümlenin yarısından kesilmiş; ya da silinmiş gibi eksik bırakıldığına şahit olmuşlardır; benim gibi, toplumun döneme ve olaya has nabzını ve toplum mühendisliği yapma çabası içindeki parayla tutulmuş trollerin, toplumu ne yönde manipüle etmeye çalıştıklarını anlamaya çalışan insanlar...

Video ilginçtir... Belli ki; sıra dışı bir konuya değinilmiştir. Amaç, kurnazca bir algı ya da ahlak manipülasyonudur; ya da tam tersi, iyi yönde insanların gelişimine yardım etme niyeti taşıyan veya gerçekleri ortaya çıkarma güdüsü barındıran bir "sağlıklı toplum-kuvvetli ülke" düsturuna hizmet etmektir.

Dolayısıyla, özellikle sosyal psikoloji ve sosyoloji alanına ilgi duyanlar için; yorumları okumak kaçınılmazdır.

Video, algı bükme amacı taşıyan; ahlak yontar türde tuzak bir videoysa; kaç kişi, videonun asıl amacını fark etmiş; kaç kişi yemi yutmuş; merak eder okursunuz yorumları...

Video gerçekleri ortaya çıkaran bir bilgiyi paylaşıyorsa, insanların ortaya çıkan bu yeni gerçekliğe tepkisi neymiş; çoğunluk ne düşünüyormuş; merak eder okursunuz...

Video, adaleti sorgulayan; güçsüzün, güçlü tarafından savunulmasına muhtaç olduğu bir konuyu; ya da haberi işliyorsa; toplumun güçlü ve güçsüz konumunda olanlarının verdikleri tepki neymiş, ne kadar insan bilinçlenmiş; insanların vicdanî, adil yargı düzeyleri benliklerinde ne denli üst seviyelerde; ne kadar gelişmiş insanlar; merak eder okursunuz...

Okurken bazı yorumları hızlı geçersiniz; bazılarında şöyle bir durursunuz... Konu da, yorum da, yazan da ilginçtir ve belki de yorumu yazan; bazılarının yüzyıllardır gizlemeye çalıştığı bir takım gerçeklerden bahsediyordur...

O da nesi?! İlgiyle okuduğunuz o uzun yorum, en önemli cümleleri biçilmişçesine eksik bırakılmış; tamamlanmamış; sanki ortadan ikiye ayrılıp yarısı paylaşılmış; öteki yarısı unutulmuş; ya da yarısını yemişsiniz o elmanın; öteki yarısını da yiyecekken elinizden alıp saklamışlar... gibi.

İşte dilde o buruk tadı bırakan o yarım yorumların tamamını nasıl görebileceğinizi söyleyeceğim bu gün size...

Sahi düşündünüz mü? Nerede diğer yarıları?

Uzaklarda aramaya gerek yok... Hemen orada... Göremediğiniz o yerde. Yorumun bittiği görünen ve o "BEĞEN" ve "YANITLA" butonlarının dikkatinize sokulmaya çalışıldığı o kısacık arada. Gerçekten orada!

Nasıl mı göreceksiniz? Önce o eksik yorumu "BEĞEN" ve "YANITLA" butonlarını gördüğünüz yere kadar ( "BEĞEN" ve "YANITLA" butonları da dahil) mausu aşağıya doğru kaydırarak seçeceksiniz; sonra da kopyalayacaksınız. Siz bilmiyorsunuz; göremiyorsunuz ama yorumun eksik bırakıldığı o yerin devamı da, o seçip kopyaladığınız yerin içinde. Google Çeviri'yi; ya da metni yapıştırabıleceğiniz herhangi bir belge aracını açıp; seçip kopyaladığınız yeri, çevrilecek alan kısmına; ya da belge aracına yapıştırın. Aaa, ne oldu? Birden bire ne kadar da uzadı o yorum; değil mi? Yeni cümleler, yeni bilgiler, merak ettiğiniz o kısım... Oysa kopyaladığınız yer, eksikti; sanki üzerine görünmez olmasına neden olan bir perde örtülmüştü de, siz sadece üst kısmını görebilip; "Bacaklarına da ne oldu bu yorumun?" diyordunuz... Ve artık yoruma sahipsiniz. Belki toplum mühendisliği nedenlerinden; belki ortaya çıkmasını istemedikleri bilgiler yüzünden, youtube'un kendi yöneticileri; ya da istihbarat birimleri tarafından gizleme politikası uygulanmış o eksik yorumların bütününü, artık görebilirsiniz.

Mutlu ömürler efendim...