14 Temmuz 2017 Cuma

CesEt Yiyen Herkesin Üzerinde Hakkım Var...

Ne Ekersen Onu Biçersin...
Söz konusu hak kavramı olduğunda, dininizin ne olduğu; ya da bir inancınızın olup olmaması mühim değil.
Hepiniz, hepimiz bazı haklara saygı göstermek zorundayız:
"Yaşama Hakkına..."

Bazıları evlerini hayvanlarla paylaşan insanlara eziyet etmeyi adet edinmiş.

Kendilerine gerekçe olarak, evden hayvan kokusu geldiğini; ya da evdeki hayvanın gürültü yaptığını öne sürüyorlar.

Sokakta yaşamını sürdürmeye çalışan hayvanları besleyen merhametli insanların, kışın soğuktan üşümesinler diye yaptıkları kedi/köpek evlerini bozmayı; sokaklara hayvanlar için bırakılan su ve mama kaplarını atmayı; kendi evinin balkonuna kuşlar için yem bırakan insanları, "Balkonundan kuşları kov, çamaşırlarımı kirletiyorlar!" diye azarlamayı da adet edinmiş o bazıları...

Bir de hayvan severlere, duyarlı insanlara şöyle bir etiket yapıştırma çabası içindeler:

"ZAVALLILAR... İnsanlarla iletişim kuramadığı için, insanlardan alamadığı sevgiyi hayvanlarla gidermeye çalışıyorlar!"

Nasıl bir etiket bu?
Nasıl bir tanımlama biçimi?
Ya da nasıl bir ego tatmini?
Önce ötekileştirme, sonra da ötekileştirdiği üzerinden, öteki dediğini ezerek; aşağılayarak/yererek yükseldiğini; üstünlük algısı oluşturduğunu zannetmekten; asıl acınası olanın, asıl sevgiye ermemiş ve sevme duygusundan yoksun olanın; duyguların merkezi amigdaladan mahrum olup da, çıkar üzerine ilişki kurmayı ve çıkarı varsa sevmeyi sevme zannedenin; özetle Evren'e bir fazlalık olanın kendisi olduğunu haykırmaktan başka bir şey değil onların sözleri ve yaptıkları...

Çünkü...
Merhametten yoksunluk içeren ve "Hep bana! Hep bana!" diyen davranışları yüzünden; doymak bilmeyen iştahları ve açgözlülükleri yüzünden; doğaya hiçbir zararı olmadan, sadece yaşamını idame ettirmeye çalışan hayvanların; o sokak hayvanı dediklerinin yaşam alanlarını, betonarme yapılarıyla; yok ettikleri ormanlarla; azalttıkları oksijenle; akıttıkları ziftlerle ve saçtıkları zehirlerle azalttılar!

Sonra da, hiç utanmadan; HİÇ UTANMADAN diyebiliyorlar "O hayvana burada bakma! Bu sokağa mama bırakma! Çocuklarımı cırmıklayacaklar! Eşimin tüye alerjisi var! Zavallı, ezik hayvansever! Başkalarında sevgi bulamadığın için, sosyal yaşamda kendine bir yer edinemediğin için hayvan besliyorsun değil mi?! Bu veganlar, vejetaryenler salak! CesEtsiz yemek mi olurmuş?!"

O son cümleyle, nekrofili hastası olduklarını itiraf ettiklerinin farkında bile değiller midelerini mezarlık olarak kullanan, ölü beden parçalarını öğütücü gibi gördükleri mide ve bağırsaklarında yok etmeye çalışanlar...

Hiç utanmadan...

Hiç utanmadan yaptıkları o kadar şey var ki!
Bütün o ikiyüzlülüklerini; sevmedikleri halde seviyormuş gibi yapmalarını; yalanlarla bezedikleri cümlelerini ve yalan söylemelerini; insanları giysileriyle, diplomalarıyla, paralarının azlığı veya çokluğuyla; ırkları ve derilerinin renkleriyle aşağılamalarını/hor görmelerini kendilerinin bir marifeti ve güçlü olmanın gereği gibi görüyorlar...
Hissizliğe, kötü ve kırıcı olmaya, çoğunluğun arasında sırf çoğunluk sarı renkli kilot giyiniyor diye; başka hiç bir nedeni olmaksızın, çoğunluktan biri gibi gözükebilmek için sarı renkli kilot giyinmeye ve sarı renkli kilot giyinmeyenlerin ezik ve zavallı, toplumdan dışlanmış kişiler olduğunu söylemeye "GÜÇ" diyorlar; bu şekilde davranmanın akıllılık olduğunu zannediyorlar ve bu zannedişleri esnasında, aslında beyinlerinin ne kadar gelişmemiş; ya da sınırlı bir gelişim göstermiş olduğu gerçeğinden haberdar olmadıkları için, değişim göstermeye; farklı davranmaya; ya da en azından daha zararsız insanlar haline gelmeye niyetli görünmüyorlar...

Bir bilseler... bir bilseler bu gezegene "insan"dan daha fazla zarar vermiş başka hiç bir canlı olmadığını ve bu yüzden, gezegendeki diğer canlılarla kıyaslandığında, EN AZ hak sahibi olanların da yine insanlar olduğunun farkına bir varabilseler...
Sanırım her şey daha kolay olacaktı...
İnsanın bu üstünlük yanılgısı, onun en büyük zavallılığı...

Bana gelince... 
Hani siz rahatsız olduğunuzu söylüyorsunuz ya o hayvan kokularından, seslerinden ve sokaklara kedi/köpek evleri yapılmasından; mama ve su kapları bırakılmasından...
Hani, hayvanseverlerin bu şekilde davranmalarını; sizin haklarınızın ihlali olarak algılıyorsunuz ya...
Ben de rahatsız oluyorum evlerinizde pişirdiğiniz cesEt kokularından...
Emin olun, bir koku daha iğrenç olamazdı!
Ben de rahatsız oluyorum sokakta yürürken siz, koltuk altlarınızdan yükselen o baharatlı kokudan...
Ben de rahatsız oluyorum o kapınızın önüne bıraktığınız ayakkabılarınızdan yükselen ayak kokularından...
Ben de rahatsız oluyorum evlerinizden yükselen, birbirinizi azarladığınız; birbirinize beddua ettiğiniz o rahatsız edici seslerden...
Ben de rahatsız oluyorum tadilat adı altında, duvarlarımı deliyormuş gibi gelen gürültülerinizden...
Ben de rahatsız oluyorum negatif enerjiyle yüklü şarkılarınızdan ve negatif enerjinizden...
Ben de rahatsız oluyorum gözlerinize baktığımda gördüğüm o acımasız ve sahtelik kokan ifadeden...
Ve rahatsız oluyorum evladım dediğim canlara, hiç acımadan; hiç utanmadan ve sormadan kıymalarınızdan!
Hani bir şarkı var "Aşk Layık Olanda Kalmalı..." diye sözleri olan...
Orada, bütün günahsızlığıyla; bir damla sevgiye; hiç bir nankörlük yapmadan, bin damla sevgiyle karşılık veren... İhanet etmeyen... Yalansız ve çıkarsız seven... doğaya hiçbir zararı olmayan, hiç bir ormanı yakmamış; hiç bir ağacı kesmemiş; hiç bir canlının derisinden, dişinden süs eşyası ve giysi yapmak için hiçbir canlıya kıymamış; denizlere, havaya zehir katmamış; daha fazla zenginlik için kitlesel katliamlar yapmamış; küresel ısınmaya ve iklim değişikliklerine neden olmamış hayvanlar varken... SEVGİ DE LAYIK OLANDA KALMALI...

Bütün hayvanlar benim evlatlarımdır ve siz yediğiniz her bir cesEt parçasında; bana da, çocuklarıma da kıymış ve hakkımıza girmiş oluyorsunuz.

Ve ben size hakkımı helal etmiyorum.

Eğer gerçekten inanıyorsanız İlahi/Evrensel bir adalete...
Başınıza gelen her bir kötülükte, hakkınızı aramak için her çırpındığınızda, aklınıza ben ve benim gibi haklarını ihlal ettikleriniz gelecek; çünkü Evren'in değişmez bir kuralı var ve ne ekerseniz, onu biçersiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklın ve kalbin rehberliğinde, düşünülerek oluşturulan her yorum değerlidir...