4 Haziran 2016 Cumartesi

Zihin Kontrolü Dosyası, "Denek" Denek Değilmiş Gibi Anlatırsa...


Şimdi ben şu cümleyi direkt 1. tekil şahıs zamiriyle kullanırsam, konuyu araştırma zahmetine bile girmemiş ve zaten anlayabilecek kadar da zeki olmayanlar, şöyle düşünürler içlerinden: "PARANOYAK. Hasta. Deli."
Bilgi birikimi açısından biraz daha yüklü ve daha zeki olanlar, eğer konuyu araştırmaya da üşenmezlerse; "Hımm, paranoid bir bozukluk söz konusu olabilir, olmayabilir de. Patalojik herhangi bir bulgu olup olmadığına bakılmadan önce doğru söyleyip söylemediğinden emin olamam." gibi daha bilimsel terimler kullanarak, durumu öncekilere oranla biraz daha geniş bir pencereden değerlendirebilirler.
3. grup, dahiler… onlar malesef yüzde olarak, toplumun en alt grubunu oluşturdukları için; cümlenin doğruluğunu ve konunun ciddiyetini bir bakışta anlayabilecek olmalarına rağmen; onları liste dışı bırakmak durumundayım; çünkü, 1. tekil şahıs zamiriyle kullanılacak olan cümlenin, içerdiği anlamı ve aslında o cümlenin ardında gizlice bağıran "Bana yardım edin. / Adalet istiyorum. /İnsanları izinleri olmadan denek olarak kullanmak; insanlık suçudur. / Gizlice işlenen bu suça son verilsin." gibi artçı mesajları sadece onların anlayabilmeleri pek işime yaramaz.
O yüzden 1. tekil şahıs zamiri cümlelerini, dahilerin anlayabileceği kategori olarak bırakıyor ve hikaye anlatımlarında kullanılan 3. kişi zamirlerini cümlelere özne olarak getiriyorum.
Mesela, "Telegram makinelerinin başında, ciddi anlamda sosyopat olan bir pislik, bana kramplar girdirmek suretiyle; ya da başka şekillerde işkence etti. Suçlu olanların cezalandırılmalarını istiyorum." gibi 1. tekil şahıs zamiri anlatımı cümlelerini kullanmayacağım; çünkü anlamayacaklar.
Onun yerine, daha yaratıcı bir anlatım tekniği ve 3. tekil kişi zamiri üzerinden yola çıkarak; en azından anlatmak istediklerimi, hikaye anlatır gibi de olsa anlatabilirim.

Örnek: Gri renkli duvarların arkasındaki telegramcı, olur da gizlice yaptığı görevi kötüye kullanmak suçuna iştirak ettiği anlaşılırsa diye, iftira atmıştı Esra'ya. Onu, sanki gizli ve tehlikeli bir cemiyetin üyesi bir düşman gibi göstermiş; eylemlerine haklılık payı çıkarmak için de Esra'yla aynı okula giden arkadaşlarını göstermişti. Oysa, şu an yaşadığı apartmanının önüne park etmiş duran siyah camlı dev minübüsün içinde, telegram makinesinin sinyallerini kendisine doğru yöneltmiş olan telegramcıdan habersiz olarak kramplarla mücadele eden Esra'nın tek bir hatası vardı, aslında düşününce hata bile denemezdi; ama o telegramcı, bunun hata olduğunu düşünüyordu: Esra bundan üç yıl önce, gerçekte kim olduğundan habersiz olan telegramcının sevgililik teklifini reddetmişti.

Örnekte de görüldüğü gibi, cihazın başındaki telegramcının birine haksız deneyler yapabilmesi için; suçlu ya da aranan biri olmasına gerek yoktu; bazen sadece hiç konuşulmaması gereken biriyle konuşmak; hiç arkadaşlık yapılmaması gereken birine rastlamak; ya da sadece sosyal ağ platformunda bir hesap oluşturmak ve alakasız birilerinin tekliflerini reddetmek bile yetebiliyordu, sosyopat bir sapıkla karşılaşmak ve onun iğrenç deneylerinin objesi olabilmek için. Ne de olsa, kediler; ulaşamadıkları Esra'ya pis diyorlardı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklın ve kalbin rehberliğinde, düşünülerek oluşturulan her yorum değerlidir...