
Bunlar, bu serzenişler, mücadeleler, duyguların kelimelere
iliştirildiği cümleler, kendini ifade etmek istemeler, ortak bir yol bulma
arzusu, o yolda kenetlenen ellere katılmak için yapılan çağrılar…
hep bir amaç
arzusu. Hayatı anlamlı kılmaya çalışan insanların, o anlamı yüklemeye
çalıştıkları farklı renkler, farklı amaçlar… hep, hep bir "yaşamın
anlamı olmalı" arzusundan kaynaklı yol haritaları… yaşamayı, hayatı,
yaşadığını hissetmek için atılan doğru; ya da yanlış adımlar… doğru ya,
bazılarının kopukluğu, belki de bu yüzden yaptıkları yanlışlar… yaşadıklarını
hissedemedikleri, hayatın anlamını bulamadıkları için sürüklendikleri
uçurumlar…
Sanki bir bıçak üstünde yürüyor insan… dengesini iyi kurmak zorunda
olduğu bir bıçak… o coşkuyla; ya da tutkuyla savunulan düşünceler, hep, heeep
bir anlam bulma; anlam katma, anlamlı ve gerekli olduğunu hissetme arzusundan…
bazıları bir kucak dolusu sevgiyle, bütün anlamları yakalıyor… bir kucak dolusu
güven… bir kucak dolusu vicdan… ve bıçak kayboluyor, geniş; coşku dolu; umut
dolu; mutluluk dolu ferah bir yol oluyor kader… ve bazıları… onlar şanssız
olanlar… bir damla sevgi için, bir avuç kendini gerçekleştirme ve var hissetme
arzusu için, o anlam için kayıveriyorlar bıçak sırtı yoldan, içinde
kayboldukları uçurumlara… haber bültenlerinin yalanlarla örülü perdeleri,
onların hikayeleriyle dolup taşıveriyor. Sonra lanet ediyoruz düşünmeden,
nedenini sorgulamadan lanet ediyoruz onlara, olup bitenlere…
oysa her şey çocuklukta
başlıyor… bazılarının dolu dolu yaşadıkları, korunaklı çocukluktan mahrum
edilenleri, geçmişin suçsuz kurbanları; bu günün karanlık manşetleri oluveriyor.
Belki de hata sadece bilinçsiz anne babalardadır derken, bir bakıyorsun;
bilinçsizlikle suçladığın ebeveynler de, geçmişin kurban ettiği nesiller…
herkes mi kurban..? Virüs gibi yayılan bir şeymiş gibi düşündürüyor insana;
sonra, bir
bakıyorsun gökkuşağının altında, gülümseyen mutlu yüzler var… onlar şanslı,
onlar geçmişin kurbanlarının kurban etme ritüelini bulaştırmadıkları korunmuş
insanlar… onların dünyası sevgiyle kuşatılmış… ve bu nedenle aramıyorlar
yaşamın amacını tekinsiz köşelerde. Bu nedenle, göremezsiniz onları, hararetle
bir fikri savunurken… eylem yapanların mecrası, yoksundur sevgiye doyanlardan…
evrenin bütün zenginliğiyle kendilerine cömert davrandıklarından...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Aklın ve kalbin rehberliğinde, düşünülerek oluşturulan her yorum değerlidir...