20 Ekim 2017 Cuma

UĞURSUZ AMBAR'I ÜÇ HARFLİLER BASMIŞ!

Telegramcıların Sağ Ve Sol Beyin Çalışma Nedenleri

Bu gün her zamanki gibi zihin kontrol işkencelerinden başka birine daha maruz kalırken; düşündüm:

KAKA YAPMAK NE KADAR GÜZEL BÖYLE...

KAKA YAPMAK...

Bütün saçmalamalarım arasından, deliye vurmuş; ya da deliye vurmuş taklidi yapar bir halde yazarken; bakalım ayrıntıdaki gerçekleri, satır aralarından fark edebilecek misiniz?

ANKAREF - UDEA İŞ ORTAKLIĞI, zihin kontrol projelerinde gizli görevler üstlenmiş bir şirket mi?

ASELSAN ve HAVELSAN, bu zihin kontrol g.tlemesinin neresinde?

Hadi, kandırmaktan vazgeçelim birbirimizi!

PARAMI VERİN! Bu kadar yıldır, beni HAKSIZ YERE DENEK YAPMIŞ OLMANIZIN ÜCRETİNİ İSTİYORUM!

Hem, belki bazı deneylerinize gönüllü iştirak ederim bu sayede, ha?

En azından, gönülsüz denek olmaktan çıkıp; ÜCRET KARŞILIĞI DENEYLERE KATILAN biri olurum belki bu sayede, ne dersiniz?

VERİN PARAMI!

Madem sizi hapse attıramıyorum haksız yere yaptığınız deneyler yüzünden; en azından ücret karşılığı, deneylerinize razı olmayı seçebilirim; ne dersiniz?!

ALLAH AŞKINA, AKLI YETERİNCE GELİŞMİŞ OLAN; AMİGDALALARI NORMAL ÇALIŞAN BİRİNİN VİCDANSIZ OLMASI SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ?!

Bence değil. O-LA-MAZ!

O nedenle, o zihin kontrol makinelerinin başında çalışan elektrik ve elektronik mühendislerinin çoğunun TORPİLLE, sınav soruları kendilerine verilerek eğitim görmüş olanlardan seçilmiş olduğunu düşünüyorum. ANLADINIZ SİZ...

Gelelim, AMBAR'daki üç harfli ifşalarına...

Uğursuz AMBAR...

(Buradan itibaren yazılanlar, tıpkı yukarıda yazılmış olanlar gibi, sadece varsayımlardan ibarettir; kesin bir doğruluk içermemektedir. Bu yazı nedeniyle, hiçbir kişi ve kurum zan altında bırakılamaz. Yazıyı, varsayımlardan ibaret bir komplo teorisi düşüncesiyle okuyunuz lütfen; zira, ALLAH, iftiranın en büyük günahlardan olduğunu; Şuara Suresi'nin 221. ve 222. ayetlerinde açıklamaktadır:

RAHMAN ve RAHÎM ALLAH'ın Adıyla...

221. "Haber vereyim mi size şeytanların kime iner olduğundan?"

222. "Her bir iftiracı günahkâr üzerine iner onlar."

ALLAH doğru söyler...)

......

Ankara Kızılay'da ne kadar çok üç harfli uğrak mekanı var böyle! 

Pet Shop çalışanlarının çoğu...

Ve Ambar'ın üç harflileri...

Siz üç harfli dediğime bakmayın; belki de zihin kontrol şirketleriyle ortak iş yapan satılmışlardır kendileri!

Nasıl bir firma, müşterilerine hırsız muamelesi yapmak için; kapı çıkış yerlerinde; hırsız alarmını öttürür ki?!!!!

Bundan yıllar önce, askeri istihbaratta çalıştığını söyleyen bir teğmen; elektronik cihazlara, uzaktan müdahale edebildikleri itirafında bulunmuştu bir sohbet esnasında!

Acaba, AMBAR'a gittiğim geçen Pazartesi de; ben kapıdan çıkmak üzereyken, öttürülen alarmın; o zihin kontrolcülerle mi bir ilgisi vardı?

AYNEN ŞÖYLE OLDU:

Elimde paketimle, kapıdan çıkıyorum,
Tam çıkarken alam öttü; sanki parasını ödemediğim bir ürünü almışım gibi!

İçerideki personelden biri kadın; diğeri erkek olan ikisi, "Sizi şöyle alalım." diyerek seslendi içeriyi gösterirken. O gün uykusuzdum, Pazar gecesi doğalgaz zehirlenmesi nedeniyle Pazartesi sabahına kadar hastanede tutmuşlardı. "Acaba..." dedim... "Acaba, dalgınlıkla giysileri giyip çıkarırken; yanlışlıkla çantama fazladan bir ürün mü attım?" dedim içimden. Uykusuzluğum ve dalgınlığım yüzünden kendimden şüphelendim yani... Bir de serum yemiştim. Belki serum etkisiyle, bir dalgınlık yapmış olabilir miyim diye korktum kendimden.

Ama, bilerek bir ürün çalmayacağımı bildiğimden, vicdanım rahat bir şekilde girdim içeri.

Sonra çantamı boşattım, poşetlerimi boşalttım; altığım ürünün fişini de gösterdim, "Bakın, ödemesini yaptım bu ürünün." diyerek.

Baktılar, poşetlerimde de, çantalarımda da; hiç bir fazladan/parası ödenmemiş ürün yok.

Sonra "Bir de çantasız, sadece paltonuzla geçin kapıdan." dediler.

Geçtim ve ŞAKA GİBİ!!!!! BEN KAPIDAN SADECE ÜZERİMDE PALTOM OLDUĞU HALDE GEÇERKEN, YİNE ÖTTÜRDÜLER O HIRSIZ ALARMINI!

Sanki paltoma sakladığım bir şey varmış gibi! Bu kez paltomu çıkardım, kontrol ettirdim onlara bütün ceplerini ve üzerimi. "BAKIN HİÇ BİR ŞEY YOK!" dedim...

Üzerimde ve paltomda da hiç bir şey bulamadılar.
Sonra aynı kapıdan bu kez paltosuz, çantasız ve poşetsiz geçmeyi denedim. Bu kez ötmedi o alarm.

İşin ilginç yanı, bana "Afedersiniz, bir yanlış anlama olmuş." diyerek; paltomu, çantamı ve poşetimi vererek onların beni uğurlamalarından sonra; kapıdan aynı poşet; aynı palto ve aynı çantayla yeniden geçerken; bu kez alarmın hiç bir şekilde ötmemiş oluşuydu! Yani, çantamdaki ve paltomdaki bir şeyden olsa, en son oradan çıkarken; alarmın, yeniden ötmesi gerekmez miydi?!

Ama ötmedi! Bu da demek oluyor ki; O ALARMI BİRİLERİ, SIRF BANA KÖTÜ HİSSETTİRMEK İÇİN BİLİNÇLİ OLARAK ÖTTÜRDÜ! (Sadece bir varsayım olarak düşünün lütfen. Belki de tamamen bir tesadüften(?) ibarettir...)

Daha önce de Kızılay'daki AMBAR'a bir kaç kez gitmiştim ve nedense, oraya ne zaman gitsem; ertesi gün ya da ondan sonraki gün, çok acı verici bazı olaylar yaşadım.

Mesela, oraya gittiğim 4 Haziran 2017 tarihinden sonraki gün; Noktalı adlı tav şanım; hiç bir belirti vermeksizin aniden pldü! Veterinerler, zehirlenmiş olduğunu söylediler.

Çok garip... çünkü 4 Haziran 2017 tarihinde, uzun aylardan sonra evden ilk kez dışarı çıkıyordum. Evden dışarı çıktığımın ertesi günü bu tür bir olayın yaşanmış olması; "Acaba, evde olmadığımı bilen birileri; gizlice evime girip, zehirlediler mi Noktalı'mı?" diye düşündürmüştü beni!

Tabii AMBAR'ın kameralarını da düşünmek lazım... her gittiğimde, orada en az bir saat kalışımı falan...

Tabii ki; zihin kontrolcülerden şüphelendim. Çünkü onların daha önce de garip "TESADÜFLERLE" yaşattıkları "garip" ve çok acı verici şeyler tecrübe etmiştim! (Belki de sadece bir tesadüftür ve zihin kontrolcülerle hiç bir ilgisi yoktur...)

Başka ilginç bir şey daha söyleyeyim mi?

Normalde, ben AMBAR adlı giyim mağazasını, seneler, seneleer önce; Manisa'da keşfetmiştim ilk!
Oradan aldığım bütün ürünleri, kendime yakıştırdığım; fazla tarz seçeneklerinin olması ve kendi tarzıma, oradaki giysileri yakıştırmam nedeniyle; oradan alışveriş yapıyordum her Manisa'ya gittiğimde. Hatta en son annemle yaptığımız telefon konuşmasında, sırf AMBAR'dan kıyafet almak için, Manisa'ya geleceğimi söylemiştim; çünkü Ankara'da bir şubeleri yoktu.

Gelelim asıl garip noktaya:

Annemle bu telefon görüşmesini yaptığımızın üzerinden sadece bir kaç hafta geçtikten sonra; Kızılay'da, tam da her oraya gidişimde geçtiğim güzergahın üzerinde daha bir kaç gün önce açılmış AMBAR mağazasının olduğunu gördüm! İşte o uğursuz tesadüfleri yaşadığım; bana haksız yere hırsız muamelesinin yapıldığı mağaza! NE TESADÜF...

Zihin kontrolcüler, epey bir bütçe ayırmış olmalılar senelerdir bana yaptıkları deneylere... (Sadece bir ihtimal...)
Şehirden çıkmamı istemiyorlar; evden çıkmamı istemiyorlar...
Garip bilinçdışı mesajlarla, zihnimi manipüle edip; dediklerini yapıp yapmayacağıma dair bir sürü deneyler yapıyorlar-DI. Özellikle geçmiş zaman kipini kullandım; belki gerçekten geçmişte kalır o iğrenç deneyleri... (Belki de aşırı tesadüflerin insanı paranoyaya sürüklemesinden ibaret cümlelerdir sadece. O nedenle, lütfen varsayımlardan ibaret şüpheci bir bakış açısının ürünü ihmimaller olarak değerlendirin bu cümleleri de...)

Oradan paranoyak gibi mi göründüm gözlerinize? Bir şey, bir defa; hadi çok olsa iki defa tecrübe edilirse belli bir sırayla; ona TESADÜF dersiniz; ama bu TESADÜFLER(!) her zaman olmaya başlamışsa; artık o bir TESADÜF DEĞİL; BAŞKA BİR ŞEYDİR!

Bu arada eğer trafik kazası, gaz zehirlenmesi; yiyecek zehirlenmesi; beyin kanaması; ya da ani kalp durması gibi bir şey yaşarsam ve hatta birileri bana bilinmeyen ya da uydurulmuş bir sebepten ötürü saldırırlarsa; sorumluları ABD bağlantılı olup da, ülkemize sızmış olan; ASELSAN'a, HAVELSAN'a, ANKAREF'e, UDEA'ya ve askeri istihbarata sızmış olan TC. vatandaşı  "görünümlü" ZİHİN KONTROLCÜLERDİR; bu da böyle bilinmiş ola! Çünkü, bu ülkeye sadık; gerçekten vatanını seven, milli benlik şuuru taşıyan; aklı sağlam ve vicdanı olan hiç bir vatan evladı bana zihin kontrolü uygulayacak değildir.

(Yine yanlış... Yaratılmış bütün canlıların sürelerini/ömürlerini ALLAH tayin eder. Yani, ALLAH tarafından tayin edilmiş o ömür, devam ettiği sürece; hiç kimse, o süreyi kısaltma; ya da sonlandırma kudretine sahip değildir. Süreleri uzatma, kısaltma; ya da sonlandırma kudreti sadece ALLAH'a aittir. Bununla ilgili şu an adını hatırlayamadığım pek çok ayet mevcuttur. Araştıranlar bulabilirler...
Ayrıca, pek çok örnek de vardır yaşatma kudretinin sadece ALLAH'a ait olduğuna dair...
İbrahim Tatlıses örneğini düşünün...
Silahlı saldırıya uğramış ve başından vurulmuş olmasına rağmen, hayatta kaldı; çünkü süresi gelmemişti...
ALLAH, bir canlıyı yaşatmak istedikten sonra, yaşamasını istediği o canlıyı yaşatacak sebepleri de yaratır...
O lümden sonra dirilen insanları düşünün... Mucize gibi olayları... ALLAH, yaşatmak istediği sürece, yaşatmak istediği canlıların hepsi, yaşamaya devam edecektir; çünkü ALLAH KADİR'dir ve O'nun kuvveti her şeye yeter.....

Bizlere düşen, ALLAH'a sığınmak, O'nun yasakladıklarından sakınmak, yapın dediklerini yaparak; çokça ALLAH'ı zikretmek ve O'na dua ederek, saygımızı ve teşekkürlerimizi göstermektir... Gizlinin de gizlisini bilen ALLAH'ın ayetlerine göre, takva sahibi kimselere korku yoktur ve onlar mahzun da edilmeyeceklerdir...
ALLAH doğru söyler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklın ve kalbin rehberliğinde, düşünülerek oluşturulan her yorum değerlidir...