24 Mayıs 2016 Salı

Robot İnsansılar, İlişki Analizi, DNA'lar, Amigdala, Korteks, Hormonlar...

İlişkiler görüyorum, bazı ilişkiler… arkadaşlık ilişkileri, sevgililik ilişkileri; ya da evli çiftlerin ilişkileri gibi… Birbirlerine "salak" diye hitap ediyorlar ve bunu "normal" bir şeymiş gibi söyleyip; algılıyorlar. Hiç rahatsız olmuyorlar, ilişkide oldukları kişilere o kelimeyi söylerken ve hiç rahatsız olmuyorlar kendilerine söylendiğinde de… Sanki, salak kelimesi, içi boşaltılmış; anlamsız bir sözmüş gibi; ya da iltifat gibi algılıyorlar… Yüzeysel ilişkileri var, duyguları sığ; ya da yok; o yüzden umursamıyorlar kendilerine nasıl hitap edildiğini. Kimileri "piç" kelimesini iltifat gibi algılıyor; kimileri daha ağır küfürleri bile, gülerek; sanki hoş bir şeymiş gibi söylüyor ve söylenilen de rahatsız olmuyor bundan. Geniş bir dünyaları; daha da doğrusu bir hayli yüzeysel ve sığ bir dünyaları var. 

Bazen düşünüyorum; bu kadar hissiz ve yüzeysel olmalarının nedeni, acaba bir çeşit garip bir savunma mekanizması olabilir mi diye? Anne ve babaları, onları yetiştirirken nasıl davrandılar acaba? Çok mu ilgiliydiler; ya da aşırı ilgisiz mi? Çok mu şımarık yetiştirildiler; ya da sürekli azarlanarak mı? Belki de sadece çoğu etik kavramdan uzak büyüdüler? Yani, onlar büyürken; çevrelerinde olanların hiçbiri onlara "doğru" ve "yanlış" kavramını öğretmedi. Belki de yapılan her hatanın bir bedeli olması gerektiği gibi bir adalet kavramından hiç haberleri olmadı; ya da sorgulamadılar bile! Veriler ve sonuçları gibi bir analizi, yaşadıkları olaylarla ilişkilendirmediler belki de hiç. Belki de bu analizi, sadece maddesel boyuta indirgediler ve o şekilde algıladılar hep: "Soğuk havada kalın giyinmezsen üşürsün." gibi fiziksel bir analiz… Bütün bunları sorgularken; yine gelip biyoloji, kimya ve genetik biliminde buluyorum bir çok cevabı… Genler, doğuştan kazanılan DNA özellikleri, potansiyel akıl ve zeka… Beslenme farklılıkları; farklı beslenmeden kaynaklı hormon düzeyleri farklılıkları; uyku düzeni; vb. bir çok biyolojik ve kimyasal etken… Mesela sadece gözlemleyerek elde ettiğim basit bir sonuca göre; az su içen insanlar; çok su içen insanlara göre daha sinirli ve gergin hissediyorlar kendilerini… Sürekli hazır gıdayla ya da işlenmiş ürünlerle beslenenler, sebze ağırlıklı beslenenlere göre daha asabiler ve düşük bir düşünsel performans sergiliyorlar… Ama sadece beslenme; ya da DNA'ların doğuştan kattığı özelliklerin bir sonucu mu insan davranışının değişken doğası? Hayır. Amigdala hakkında yaptığım araştırmalardan elde ettiğim bulgulara göre; sonradan geçirilme ihtimali olan k.zalar bile, etkisi azımsanamayacak ölçüde değiştirebiliyor insan psikolojisini ve davranışlarını. Amigdala burada kilit önem arzediyor; çünkü, amigdala duygulardan; duygusal öğrenmeden sorumlu olan organ. Beynin ön frontal lobunun her iki yanında; normalde badem büyüklüğünde olması gereken bu muhteşem organ, neredeyse insanı insan yapan bütün özelliklerden sorumlu diyebilirim. Bu organın küçük yada büyük olması; ya da dengesiz büyüklükte olması ve hatta olmaması demek, insanın çizgiden çıkması demek belki de. Bu konuda yapılmış bir çok deney metnini internetten bulabilir merak eden herkes. Özetle, yine düşünüp düşünüp; aynı sonuca varıyorum; bazılarının sadece "biyolojik robotlar" gibi davranmalarının nedeni; beyinlerinin amigdalayla olan sinirsel iletişiminin bir şekilde sekteye uğramış olabileceği sonucuna yani… Amigdala demişken aklıma geldi… Korteks'ten bahsetmesem olmaz… Çünkü, korteks de, tıpkı amigdala gibi, insan davranışlarının nasıl şekilleneceği konusunda önemli; hatta çok önemli bir organ beyinde yer alan. Beyin korteksleri kalın olan insanların, daha ince olanlara göre; daha sağlıklı bir otokontrol mekanizmaları olduğunu biliyor muydunuz? Peki korteksin kalınlaşmasına; yani, insanın irade kuvvetini artırmaya yarayan şey nedir? Bir çok neden bulabilmekle birlikte, yine yapılan araştırmalardan çıkan sonucu paylaşmak niyetindeyim: Kitap okumak. Evet, çok kitap okuyan insanların korteksleri, az okuyanlara; ya da hiç okumayanlara göre daha gelişmiş/kalın oluyor; bu da onların iradelerini daha kolay kontrol edebilmelerine olanak sağlıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklın ve kalbin rehberliğinde, düşünülerek oluşturulan her yorum değerlidir...